Moonchild White Crow Birtakım
resmi belgeler gerekiyormuş. Aslında bu belgeler don Juan’ın
cebindeymiş; ancak o hiçbir şey bilmiyormuş, gerçek anlamda umutsuzmuş
gibi davranmış, bürokratik mekanizmanın ona tam bir muamma gibi
göründüğünü belli etmiş. Tam bir kafasız gibi görünmek
onun için hiç de zor olmamış; söylediğine göre, tüm yapması gereken,
bir zamanlar normal bilinç düzlemi olarak kabul ettiği zihin durumuna
geri dönmek olmuş. Kızla ilişkisinini olabildiğince uzatmayı amaçlamış.
Çift kadınların son derece ender bulunduklarını akıl hocası kendisine
belirtmiş ve o da daha sonraki deneyimlerinde akıl hocasının doğru
söylediğini anlamış. Akıl hocası ayrıca don Juan’ı uyararak, çift
kadınların sahip oldukları içsel özelliklerin onları oldukça uçarı
yaptığını belirtmiş. Don Jııan, kozlarını doğru biçimde oynayamamak-
tan, kızın gitmesinden korkuyormuş. Vakit kazanmak üzere, kızın
sempatisini kazanmaya çalışıyormuş. Resmi belgelerin kaybolduklarını
söyleyerek işlemi daha da geciktirmiş. Hemen her gün, kıza farklı bir
belge getiriyormuş. Kız önce belgeyi okuyor, sonra üzüntü içinde
getirdiği belgenin doğru belge olmadığını söylüyormuş. Don Juan’ın içler
acısı halinden öylesine etkilenmiş ki ona, kendisi için belgelerin
yerine yeminli beyan hazırlaması için bir avukat tutmayı bile önermiş.
Bu olaydan üç ay sonra, don Jııan belgeleri teslim etme zamanının
geldiğine karar vermiş. O zamana kadar kız ona alışmış ve artık her gün
onu görmeyi umuyormuş. Don Juan son bir kez daha, ona teşekkür etmeye ve
veda etmeye gelmiş. Kıza, onun için yaptıklarına karşılık olarak bir
armağan vermek istediğini, ancak yanında yemek yiyecek parasının bile
olmadığını söylemiş. Kız, onun açık sözlülüğünden etkilenerek onu öğle
yemeğine götürmüş. Yemek sırasında don Juan, düşünceli bir sesle, bir
armağanın mutlaka parayla satın alınan bir nesne olması gerekmediğini,
armağanın, sahip olmaktan çok, armağanı vereni anımsatan bir şey
olabileceğini söylemiş. Kız, don Juan’ın sözlerinden etkilenmiş. Don
Juan ona Kızılderililere ve onların içinde bulundukları yoksulluğa karşı
şefkat duyduğunu anımsatmış. Don Juan Kızılderilileri— yoksul zavalılar
olarak değil, sanatçılar olarak— farklı bir ışıkta görmeyi isteyip
istemediğini sormuş. Erk dansçıları geleneğinin son üyesi olan yaşlı bir
adam tanıdığım, eğer isterse adamın onun için dans edebileceğini
belirtmiş; kızı, yaşamı boyunca böyle bir şey göremeyeceğini, bunun
yalnızca Kızılderililerin tanık olduğu bir olay olduğuna inandırmış. Kız
bu teklifi memnuniyetle kabul etmiş. İşten çıktıktan sonra arabasıyla
don Juan’ı almış ve don Juan’ın Kızılderilinin yaşadığını söylediği yere
doğru yollanmışlar. Don Juan kızı kendi evine götürmüş. Evden oldukça
uzak bir mesafede, kıza arabayı durdurmasını söylemiş ve yolun kalan
bölümünü yürümüşler. Eve varmadan önce don Juan durup tozlu, kurumuş
çamur zemin üzerinde ayağıyla bir çizgi çizmiş. Kıza bu çizginin bir
sınır olduğunu belirtmiş ve onu bu sınırı geçmesi için zorlamış. Nagual
kadın bana, o ana kadar gerçek bir Kızılderili dansçısıyla karşılaşmak
düşüncesinin ona son derece çekici geldiğini, ancak yaşlı Kızılderili
toprak üzerinde bir çizgi çizerek bunun bir sınır olduğunu söylediğinde,
tereddiite kapıldığını açıklamıştı. Daha sonra don Juan kendisine bu
sınırın yalnızca onun için çizilmiş olduğunu, bir kez bu çizgiyi
aştıktan sonra geri dönülemeyeceğini belirttiğinde iyice paniğe
kapılmış. Kızılderili onun şaşkınlığı fark etmiş ve kendisini
rahatlamaya çalışmış. Kibar bir tavırla kolunu okşayarak kendisi
oradayken ona hiçbir zarar gelmeyeceği konusunda güvence vermiş. Ona
sınırın dansçı için simgesel bir ödeme yolu olduğunu, zira
Kızılderili’nin para istemediğini açıklamış. Ri- tüel paranın yerine
geçiyormuş ve ritüel, onun kendi isteğiyle sınırı geçmesini
gerektiriyormuş. Yaşlı Kızılderili sınırı aşmış ve ona tüm bunların
kendisine göre saçmalıktan başka bir şey olmadığını, ancak Kızılderili
dansçının kendilerini içeriden gözlediğini ve eğer dansını görmek
istiyorsa, onun istediği şekilde davranılması gerektiğini söylemiş.
Nagual kadın, söylediğine göre, birdenbire öyle bir korkuya kapılmış ki,
çizgiyi bir türlü aşamamış. Yaşlı Kızılderili onu razı etmeye
çalışarak, sınırı aşmanın tüm beden için
yararlı olduğunu söylemiş. Çizgiyi aşmak yalnızca kendisini daha genç hissetmesine yardımcı olmakla kalmamış, aynı zamanda onu gerçekten daha genç kılmış, sınırın böyle bir erki varmış. Söylediklerinin gerçekliğini kanıtlamak için sınırı bir kez daha geçmiş ve geçer geçmez, omuzları düşmüş, ağzının kenarları aşağı doğru inmiş, gözleri parlaklığını yitirmiş. Nagual kadın, sınırı geçmenin neden olduğu farklılaşmaları y a d s ı y a m a m ı ş. Don Juan çizgiyi üçüncü kez aşmış. Kısa ve kesin devinimlerle derin bir nefes almış ve göğsünü germiş. Nagual kadın, bir an onun sarkıntılık edeceği düşüncesinin zihninden geçtiğini söylemişti. Arabası, koşarak ulaşamayacağı kadar uzaktaymış.
yararlı olduğunu söylemiş. Çizgiyi aşmak yalnızca kendisini daha genç hissetmesine yardımcı olmakla kalmamış, aynı zamanda onu gerçekten daha genç kılmış, sınırın böyle bir erki varmış. Söylediklerinin gerçekliğini kanıtlamak için sınırı bir kez daha geçmiş ve geçer geçmez, omuzları düşmüş, ağzının kenarları aşağı doğru inmiş, gözleri parlaklığını yitirmiş. Nagual kadın, sınırı geçmenin neden olduğu farklılaşmaları y a d s ı y a m a m ı ş. Don Juan çizgiyi üçüncü kez aşmış. Kısa ve kesin devinimlerle derin bir nefes almış ve göğsünü germiş. Nagual kadın, bir an onun sarkıntılık edeceği düşüncesinin zihninden geçtiğini söylemişti. Arabası, koşarak ulaşamayacağı kadar uzaktaymış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder