Moonchild White Crow Don
Juan beni Florinda’ya bir sonraki götürüşünde, kapının önünde tam
ayrılmadan önce, Florinda’nın bana söylediklerini yineleyerek,
kendisinin ve topluluğunun üçüncü dikkate girme zamanlarının
yaklaştığını söyledi. Sonra da herhangi bir soru sormama fırsat vermeden beni evin içine
doğru
itiverdi. İtişi beni yalnızca evin içine değil, en keskin bilinç
düzlemime de sokmuştu. Sis duvarını gördüm. Florinda, don Juan’ın beni
içeri itmesini bekliyormuş gibi, holde duruyordu. Koluma girdi ve
sessizce beni oturma odasına götürdü. Oturduk. Sohbet etmek istedim,
ancak konuşamadım. Nagual Juan Matus gibi kusursuz bir savaşçı
tarafından yapılan bir itişin kişiyi farklı bir bilinç düzlemine
aktarabileceğini söyledi. En baştan beri benim hatam, yöntemin önemine
duyduğum inançmış. Oysa, bir savaşçıyı farklı bir bilinç düzlemine doğru
itiş tarzı, ancak iki katılımcı, özelikle itişi yapan kişi, kusursuzsa
ve kişisel erkle doluysa yararlı olabilirmiş. Sis duvarını görmek, beni
olağanüstü derecede sinirli yapmıştı. Bedenim, kontrolümün dışında
titriyordu. Florinda, bedenimin titremesini kişinin bu bilinç düzeyinde
bulunduğu sırada aktif olmayı arzulamayı öğrenmiş olmasıyla iliş-
kilendiriyor, bedenimin en keskin dikkatini yapılanlar üzerinde değil,
söylenenler üzerinde odaklamasını öğrenebileceğini söylüyordu. Daha
sonra bana, sol yan bilincinde bulunmanın oldukça işe yaradığını
belirtti. Nagual Juan Matus, yüksek bilinç konumuna geçebilmem için beni
zorlayarak, ve savaşçılarıyla etkileşime girmeme yalnızca bu
durumdayken izin vererek beni korumuş oluyordu. Florinda, onun
taktiğinin öteki benliğin küçük bir bölümünü kasıtlı olarak ilişki
anılarıyla doldurarak, işleyip yontmak olduğunu söyledi. Anılar günün
birinde öteki benliğin ölçülemez zenginliğine doğru bir yolculuğa
çıkmadan önce ussal bir çıkış noktası işlevini görmek üzere yeniden
bilincin düzeyine çıkıncaya kadar unutulurmuş. Çok gergindim, bana yaşam
öyküsünü kalan bölümünü anlatmayı sürdürerek sakinleştirmeyi önerdi.
Bunun gerçekte, dünyada bir kadın olarak kendi yaşamının öyküsü değil,
değersiz bir kadına bir savaşçı olması için nasıl yardım edildiğinin
öyküsü olduğunu vurguladı.
Anlattığına göre bir kez
sağaltıcıyı görmeye karar verdikten sonra, onu durdurabilmek mümkün
olmamış. Hizmetçi kız ve dört adamın taşıdığı bir sedyenin üzerinde tüm
yaşamını değiştiren iki günlük bir yolculuğa çıkmış. Yol yokmuş. Dağlık
bir alanda, zaman zaman adamların sırtlarında ilerliyorlarmış.
Sağaltıcının evine gece geç saatlerde varmışlar. Ev iyice aydınlatılmış
ve içerde bir sürü insan varmış. Yaşlı, kibar bir adam kendisine
sağaltıcının bir hastayı ziyaret etmek üzere oradan ayrıldığını, o gün
geri dönmeyeceğini söylemiş. Adam, sağaltıcının çalışmaları konusunda
oldukça bilgi sahibi görüntiyormuş ve Florinda onunla rahat rahat
konuşabileceğini düşünmüş. Adam oldukça yardımsever davranıyormuş ve ona
açılarak kendisinin de bir hasta olduğunu belirtmiş. Hastalığının
kendisini onulmaz bir duruma getirdiğini, bu yüzden dünyaya ilgisini
yitirdiğini söylemiş. Geç saatlere kadar hoşbeş etmişler. Yaşlı adam
öylesine yardımsevermiş ki, sağaltıcı geri döniinceye kadar
dinlenebilmesi için Florinda’ya kendi yatağını vermiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder