20 Kasım 2017 Pazartesi

KRAL..

Moonchild White Crow Don Juan beni Florinda’ya bir sonraki götürüşünde, kapının önünde tam ayrılmadan önce, Florinda’nın bana söylediklerini yineleyerek, kendisinin ve topluluğunun üçüncü dikkate girme zamanlarının yaklaştığını söyledi. Sonra da herhangi bir soru sormama fırsat vermeden beni evin içine
doğru itiverdi. İtişi beni yalnızca evin içine değil, en keskin bilinç düzlemime de sokmuştu. Sis duvarını gördüm. Florinda, don Juan’ın beni içeri itmesini bekliyormuş gibi, holde duruyordu. Koluma girdi ve sessizce beni oturma odasına götürdü. Oturduk. Sohbet etmek istedim, ancak konuşamadım. Nagual Juan Matus gibi kusursuz bir savaşçı tarafından yapılan bir itişin kişiyi farklı bir bilinç düzlemine aktarabileceğini söyledi. En baştan beri benim hatam, yöntemin önemine duyduğum inançmış. Oysa, bir savaşçıyı farklı bir bilinç düzlemine doğru itiş tarzı, ancak iki katılımcı, özelikle itişi yapan kişi, kusursuzsa ve kişisel erkle doluysa yararlı olabilirmiş. Sis duvarını görmek, beni olağanüstü derecede sinirli yapmıştı. Bedenim, kontrolümün dışında titriyordu. Florinda, bedenimin titremesini kişinin bu bilinç düzeyinde bulunduğu sırada aktif olmayı arzulamayı öğrenmiş olmasıyla iliş- kilendiriyor, bedenimin en keskin dikkatini yapılanlar üzerinde değil, söylenenler üzerinde odaklamasını öğrenebileceğini söylüyordu. Daha sonra bana, sol yan bilincinde bulunmanın oldukça işe yaradığını belirtti. Nagual Juan Matus, yüksek bilinç konumuna geçebilmem için beni zorlayarak, ve savaşçılarıyla etkileşime girmeme yalnızca bu durumdayken izin vererek beni korumuş oluyordu. Florinda, onun taktiğinin öteki benliğin küçük bir bölümünü kasıtlı olarak ilişki anılarıyla doldurarak, işleyip yontmak olduğunu söyledi. Anılar günün birinde öteki benliğin ölçülemez zenginliğine doğru bir yolculuğa çıkmadan önce ussal bir çıkış noktası işlevini görmek üzere yeniden bilincin düzeyine çıkıncaya kadar unutulurmuş. Çok gergindim, bana yaşam öyküsünü kalan bölümünü anlatmayı sürdürerek sakinleştirmeyi önerdi. Bunun gerçekte, dünyada bir kadın olarak kendi yaşamının öyküsü değil, değersiz bir kadına bir savaşçı olması için nasıl yardım edildiğinin öyküsü olduğunu vurguladı.
Anlattığına göre bir kez sağaltıcıyı görmeye karar verdikten sonra, onu durdurabilmek mümkün olmamış. Hizmetçi kız ve dört adamın taşıdığı bir sedyenin üzerinde tüm yaşamını değiştiren iki günlük bir yolculuğa çıkmış. Yol yokmuş. Dağlık bir alanda, zaman zaman adamların sırtlarında ilerliyorlarmış. Sağaltıcının evine gece geç saatlerde varmışlar. Ev iyice aydınlatılmış ve içerde bir sürü insan varmış. Yaşlı, kibar bir adam kendisine sağaltıcının bir hastayı ziyaret etmek üzere oradan ayrıldığını, o gün geri dönmeyeceğini söylemiş. Adam, sağaltıcının çalışmaları konusunda oldukça bilgi sahibi görüntiyormuş ve Florinda onunla rahat rahat konuşabileceğini düşünmüş. Adam oldukça yardımsever davranıyormuş ve ona açılarak kendisinin de bir hasta olduğunu belirtmiş. Hastalığının kendisini onulmaz bir duruma getirdiğini, bu yüzden dünyaya ilgisini yitirdiğini söylemiş. Geç saatlere kadar hoşbeş etmişler. Yaşlı adam öylesine yardımsevermiş ki, sağaltıcı geri döniinceye kadar dinlenebilmesi için Florinda’ya kendi yatağını vermiş.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder