20 Kasım 2017 Pazartesi

Kral...

Moonchild White Crow Don Juan, ayrımına varılan bu gerçekliğin topluluğundaki kadın savaşçıları etkilemediğini gözlemlemiş; bu kargaşa onları hiç şaşırtmamış. Bize aynı duruma velinimetinin topluluğunda da tanık olduğunu söylemişti: kadın savaşçılar, kendi yazgıları konusunda hiçbir zaman erkek savaşçılar kadar kaygılı ve mutsuz olmamışlar. Don Juan’ın velinimetinin yargılarına boyun eğmekle yetinmişler ve duygusal yönden bir bezginlik ya da yorgunluk belirtisi göstermeden, onun izimden gitmişler. Zaman zaman keyifleri kaçsa da, kadınlar bunun fazla önemsememişler. Onlar için önemli olan tek şey, bir iş yapıyor olmalarıymış. Özgürlük arayışında olan ve bu arayışın karşısına çıkan engellerden etkilenenlerin, yalnızca erkekler olduğu anlaşılıyormuş. Kendi grubu içinde de don Juan, aynı karşıtlığı gözlemliyormuş. Becerilerinin yetersiz olduğunu söylediğinde kadınlar onunla aynı fikirde olduklarını belirtmişler hemen. Kadınların, hiç sözünü etmemiş olsalar da, en baştan beri onun herhangi bir beceriye sahip olduğuna inanmadıkları sonucuna varmaktan başka bir açıklama bulamamış. Sonuç olarak, kadınlar güçsüz olduklarını anladıklarında düş kırıklığı ya da umutsuzluk duymuyorlarmış. Zira, bunu en baştan beri biliyorlarmış. Don Juan, Kartal’ın erkek savaşçıların iki katı sayıda kadın savaşçı istemesini, kadınların erkeklerden daha sağduyulu olmalarıyla açıklıyordu. Zor durumlarda kendilerini kapıp koyuverenler ve her şeyi yitirdiklerini sandıklarında intihar edenler erkeklermiş. Bir kadın, yönünü ya da amacını yitirdiğinde kendini öldürebilir, ancak ait olduğu bir sistemin ba- şarız olduğunda bunu yapmazmış. Don Juan ve savaşçı topluluğu umudu kestikten— ya da don Juan’ın deyişiyle, kendisi ve erkek savaşçılar dibi boyladıktan ve kadınlar onları eğlendirecek uygun yöntemler bulduktan—sonra, don Juan yaklaşabileceği çift bir adama rastlamış. Bu çift adam benmişim. Söylediğine göre, aklı başında hiç kimse özgürlük için savaşım gibi gülünç ve anlamsız bir uğraşa girmeyeceğine göre, velinimetinin öğretilerini izleyecek ve gerçek bir iz sürücüye yaraşır biçimde, topluluğunun diğer üyelerine yaptığı gibi beni de içeri alacakmış. Benimle, bedenime basınç uygulayabileceği bir yerde yalnız kalması gerekiyormuş ve ben buluşma yerine kendi isteğimle gelmeliymişim. Kolayca onun evine gelmemi sağladı— belirttiği gibi, çift adamı kendine bağlamak asla büyük bir sorun yaratmamış. Esas güçlük, böyle birisini bulabilmekteymiş. Don Juan’in evine ilk ziyaretim, gündelik bilincim açısından, sıradan bir görüşme olmuştu. Don Juan son derece sevimli ve şakacı davranıyordu. Lafı, uzun süre araba kullanan bir kişinin bedeninde duyduğu yorgunluğa getirdi; bir antropoloji öğrencisi olarak bu konu beni hiç ilgilendirmiyordu. Daha sonra, sırtımın dik durmadığını söyledi ve başka hiçbir söz söylemeden elini göğsüme yasladı, bedenimi dik duruma getirdi ve sırtıma sert bir biçimde vurdu. Beni öylesine hazırlıksız yakalamıştı ki, kendimden geçtim. Gözlerimi açtığımda bel kemiğim kırılmış gibi geldi bana, ancak kendimi farklı hissediyordum. Başka birisi olmuştum ve artık bildiğim ben değildim. O günden sonra, onu her görüşümde bilincimin sağ yanından sol yanma geçiyordum; derken bana kuralı aktardı. Beni bulduktan hemen sonra, don Juan çift kadınla karşılaşmış. Velinimetinin ona yaptığından farklı olarak, beni kadınla tanıştırmak üzere bir plan yapmamış; bunun yerine, tıpkı velinimetinin tasarladıkları gibi etkili ve ayrıntılı bir düzen hazırlamış, bu düzenle çift kadını hem ayartmış, hem de elde etmiş. Böyle bir görevi üstlenmiş, zira inancına göre velinimetin görevi, çift varlıkları bulur bulmaz onları kendine bağlamak ve daha sonra bu ikisini inanılmaz bir serüvene ortak etmektir. Bana anlattığına göre, Arizona’da yaşadığı yıllarda bir gün, bir iş için devlet dairesine gitmiş. Görevlilerden bir bayan, kendisine başvurusunu yandaki bölümde bulunan diğer bir memura sunması gerektiğini söyleyerek, kafasını kaldırmadan eliyle sol tarafı göstermiş. Don Juan, bayan memurun koluyla işaret ettiği yöne baktığında, tam karşısında masasında oturan bir ikili kadın görmüş. Başvurusunu ona götürdüğünde onun genç bir kız olduğunun ayrımsamış. Kız kendisine, başvurularla ilgisinin olmadığını söylemiş ancak yoksul ve yaşlı bir Kızılderiliye yakınlık duymuş ve başvuruyu işleme sokmak üzere ona zaman ayırmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder