Moonchild White Crow Don
Juan daha sonra onunla konuşmaya başlamış. Onu evin dışına çıkartmış ve
ona dünyanın iki yarıya bölündüğünü göstermiş. Sol yan berrakmış, ancak
sağ yan amber renkli bir örtüye bürünmüş. Don Juan kıza, dünyanın
kavranabilir, bizlerin anlaşılabilir olduğunu
sanmanın büyük bir hata olduğunu belirtmiş. Algıladıklarının bir
muamma, ancak kişinin alçak gönüllülük ve hayranlık içinde kabul
edebileceği bir gizem olduğunu söylemiş. Daha sonra ona kuralı
açıklamış. Kızın zihni öylesine açıkmış ki, anlattığı her şeyi rahatça
kavrayabilmiş. Kural ona uygun ve yeterince açık görünüyormuş. Don Juan
ona, insanın birbirinden tümüyle ayrı iki yanının bulunduğunu ve kişinin
bu mührü kırarak bir yanından diğer yanma geçebilmesinin büyük bir
disiplin ve kararlılık gerektirdiğini açıklamış. Çift bir varlık bu
açıdan önemli bir avantaja sahipmiş: Çift olma durumu, sağ yanda yer
alan bölmeler arasında dolaşma konusunda göreceli bir kolaylık
sağlıyormuş. Çift varlıkların en büyük dezavantajlarıysa, benlikleri iki
farklı bölmeye sahip oldukları için, esneklikten yoksun, tutucu,
değişimden korkan bir kişilik yapısına sahip olmalarıymış. Don Juan,
amacının onu benliğinin aşırı sağ uçtaki bölümünden, daha aydınlık, daha
zeki ve duyarlı olan sol yanma geçmesini sağlamak olduğunu belirtmiş.
Ancak, beklenmedik bir rastlantı sonucu, bedenine indirdiği darbe onun
çift benliğinin ötesine geçmesine neden olmuş ve Nagual kadın,
benliğinin gündelik yaşamına ait bölümünün yer aldığı aşırı sağ
yanından, aşırı sol yanma geçmiş. Dört kez onu normal bilinç düzlemine
geri getirmeyi denemiş, ancak bir sonuç elde edememiş. Bununla birlikte,
bedenine indirdiği darbeler sis duvarıyla ilgili algılarını istençli
bir biçimde açıp kapatmayı sağlaması konusunda ona yardımcı olmuş. Amacı
bu olmamasına rağmen, don Juan çizginin onun için tek yönlü bir sınır
oluşturduğunu belirttiğinde doğruyu söylemiş. Bir kez çizgiyi aştıktan
sonra o da, tıpkı Silvio Manuel gibi, asla geri dönmemiş. Don Juan,
Nagual kadınla beni tanıştırdığında, birbirimizin varlığından dahi
haberdar olmamamıza rağmen, aramızda bir yakınlaşma oluşmuştu. Don Juan
kendi deneyimlerinden, çift varlıkların birlikte olduklarında
birbirlerinde buldukları avuntunun tüm tanımların ötesinde, ancak çok kı
sa süreli olduğunu biliyormuş. Mantığımız tarafından kavranamayan
birtakım güçlerin bizi bir araya getirdiğini, sahip olmadığımız tek
şeyin zaman olduğunu söyledi. Geçen her dakika son dakika olabilirmiş;
bu nedenle de her dakikanın hissedilerek yaşanması gerekiyormuş. Don
Juan bizi bir araya getirdikten sonra, kendisi ve savaşçıları için
yapmaları gereken bir tek şey kalıyordu: toplıı luğumuzu tamamlamak
üzere dört kadın iz sürücü, üç erkek savaşçı ve bir erkek habercinin
bulunması. Bu amaçla, don Juan Lydia, Josefina, la Gorda, Rosa, Benigno,
Nestor, Pab lito ve haberci Eligio’yu buldu. Bunların her biri kabaca,
don Juan’ın kendi topluluğunun üyelerinin birer kopyasıydılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder