20 Kasım 2017 Pazartesi

KRAL..

Moonchild White Crow Don Juan için bu savaşçılarla karşılaşmak, yalnızca ona kasıtlı bir biçimde güçlükler yarattıkları için değil, aynı zamanda bu karşılaşmanın özünde son derece önemli bir buluşu ortaya çıkartmak üzere tasarlanmış olduğu için, gerçekten güç bir sınav olmuş. Don Juan, tüm katılanlar aynı bilinç düzleminde bulunmadıkça, sol yan bilincinde ilişki kurulamayacağını belirtmişti. Bizlerin, onun savaşçılarıyla ilişkilerimizi sürdürmemiz dışında, sol yan bilincine girmemize izin vermemesinin nedeni buydu. Velinimetinin kendisi üzerinde uyguladığı yöntem de böyleymiş. Don Juan, velinimetinin grubundaki üyelerle ilk kez karşılaşmasında olup bitenler hakkında bana kısaca bilgi verdi. Onun deneyimini, ne beklemem gerektiği konusunda bir örnek olabileceğimi düşünüyordu. Velinimetinin dünyasının olağanüstü düzenliymiş. Grubundaki üyeler, Meksika’nın her bölgesinden gelen Kızılderili savaşçılardan oluşuyormuş. Onunla karşılaştıklarında, güney Meksika’nın ücra, dağlık bir bölgesinde yaşıyorlarmış. Evlerine varır varmaz, don Juan birbirine tıpatıp benzeyen iki kadınla karşılaşmış. O güne değin gördüğü en iri Kızılderili kadınlarmış bunlar. Asık suratlı ve sert tavırlıymışlar, ama yüz hatları çok sevimliymiş. Aralarında yürümeye çalıştığında onu kocaman göbeklerinin arasında yakalayıp kollarını sıkı sıkı kavradıktan sonra onu dövmeye başlamışlar. Daha sonra onu yere atıp üzerine oturmuşlar ve neredeyse kaburgalarını kıracaklarmış. On iki saati aşkın bir süre ki- mıldamasına izin vermemişler, bu arada velinimetiyle oracıkta sohbete dalmışlar; velinimeti tüm gece boyunca hiç durmadan konuşmak zorunda kalmış ve en sonunda sabahın ilerleyen saatlerinde kadınlar don Juan’in ayağa kalkmasına izin vermişler. Söylediğine göre onu en çok korkutan şey, kadınların gözlerindeki kararlılık ifadesiymiş. İşinin bittiğini, kadınların sözlerini tutup, o ölünceye kadar üzerinden kalkmayacaklarına inanmaya başlamış.
Normalde, bir sonraki savaşçı grubuyla buluşmadan önce arada bir haftalık bir bekleme süresi bulunurmuş, ama velinimeti onu savaşçılarının arasına bırakıp gitmeyi planladığı için, don Juan vakit geçirmeksizin diğerleriyle buluşturulmuş. Bir gün içinde tüm savaşçılarla tanışmış ve tümü de ona pislikmiş gibi davranmışlar. Onun bu iş için uygun adam olmadığını, çok kaba ve fazlasıyla ahmak olduğunu, hem çok genç, hem de şimdiden bunamaya başladığını söylemişler. Velinimeti, onu zekice savunmuş, bu koşulları değiştirebileceklerini ve böylesine çetin bir uğraşın gerek kendileri, gerekse don Juan için büyük bir zevk sayılması gerektiğini öne sürmüş. Don Juan, ilk izleniminde haklı çıktığını belirtmişti. O günden sonra onu bekleyen, yalnızca ağır iş ve güçlükler olmuş. Kadınlar, don Juan’ın ele avuca sığmayan biri olduğunu ve kendisine dört kadını yönetmek gibi karmaşık ve hassas bir görevi yerine getirmek konusunda güvenilemeyeceğini görmüşler. Aynı zamanda birer görücü oldukları için, kuralı kendilerince yorumlayarak, don Juan’m önce erkek savaşçılarla, daha sonra dört kadınla birlikte olmasının daha yerinde olacağı kararma varmışlar. Don Juan, kadınların görüşünün doğru olduğunu söylemişti, çünkü, kadın savaşçılarla baş edebilmesi için bir Nagual’ın gücünün doruğunda olması gerekirmiş; böyle bir erk durumuysa, yüksek bir dinginlik ve insani duyguların en az yer aldığı bir denetim gücü gerektirirmiş ki, o aşamada onun için böyle bir durumu düşünmek bile söz konusu değilmiş. L. Velinimeti, don Juan’ı tüm grup içinde en acımasız ve ödün vermez savaşçılar olan iki batılı kadının gözetimine vermiş. Don Juan, kural gereği batılı kadınların gözü dönmüş çılgınlar olduğunu, bunlara dikkat edilmesi gerektiğini söylemişti. Bu kadınlar, rüya görme ve iz siirme sonucu, sağ yanlarını, yani akıllarını yitirirlermiş. Bilinçlerinin sol yanı olağanüstü keskinleştiği için mantıkları kolayca uçup gidermiş. Bir kez ussal yanlarını yitirdikten sonra, eşsiz birer rüya
görücü ve iz sürücü olabilirlermiş, çünkü artık onları alıkoyabilecek herhangi bir ussal safra kalmazmış. Don Juan bu kadınların onu kösnül duygularından kurtardıklarını anlattı. Zihni ödül ve kişisel doyum düşüncelerinden tümüyle arınıncaya değin, altı ay boyunca, zamanın büyük bir bölümünü, tütsülenen bir et parçası gibi, mutfağın tavanından sarkan deri bir kayışla havada asılarak geçirmiş. Don Juan, deri kayışın bedensel olmayan bazı hastalıkların sağaltımı için olağanüstü yararlı bir düzenek olduğunu belirtmişti. Burada düşünülen, kişinin havada asıldığı nokta yerden ne denli yüksekteyse ve kişi yere değmeden ne denli uzun süre havada asılı kalırsa, gerçek anlamda arıtıcı bir etkinin gerçekleşme olasılığını da o denli yüksek olacağıymış. Batılı savaşçılar tarafından arındırıldığı sırada, diğer kadınlar grubu için erkek ve kadın savaşçı arayışındaymışlar. Bunu başarmak yıllar sürmüş. Bu arada don Juan, velinimetinin tüm savaşçılarıyla tek başına etkileşime girmek zorunda bırakılmış. Bu savaşçıların varlıkları ve don Juan’ın onlarla temasları, öylesine ezici bir etki yaratıyormuş ki don Juan onlardan hiçbir zaman kurtulamayacağını düşünüyormuş. Bu süreç onun kuralın varlığına toptan ve harfi harfine bağlanmasıyla sonuçlanmış. Don Juan, öteki dünyaya ulaşan hakiki bir geçit yolunun varlığı üzerinde düşünerek çok zaman harcadığını belirtmişti. O, böyle bir uğraşı, her durumda önlenmesi gereken bir tuzak olarak görüyordu. Bu tuzağa düşmemi önlemek üzere, kendi grubunun üyeleriyle gerekli ilişkileri sürdürdüğüm sırada beni, la Gorda ya da diğer çömezlerden birinin koruması altında tutuyordu. Benim durumumda, don Juan’ın savaşçılarıyla buluşmak, uzun bir sürecin nihai sonucuydu. Don Juan’la aramızdaki gündelik konuşmalarda bu konudan asla söz edilmezdi Onların varlığını yalnızca bana zaman zaman bölümler halinde açıkladığı kuraldan yapmış olduğum çıkarsamalardan anlayabiliyordum. Daha sonra bana, onların gerçekten vaı olduklarını, en sonunla onlarla karşılaşacağımı söylemişti.
Birtakım genel yönergeler ve önerilerde bulunarak beni bu karşılaşmaya hazırlamıştı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder