19 Kasım 2019 Salı

AŞK'I GÜMAN.

AŞK'I GÜMAN.
Gel gamu gümansızım.( gel mutluluğum.)
Sen ile ben Tümsüzlüğüm.
Yakin oluştaki bütünlüğüm.
Gel sensizdeki senliğim.
sen benimdin,ben senin.
ruhtuk ikimiz sonsuzluğunda.
Ruhlarında ruhunda bir olduk.
Bilinç ruhunda can bulduk.
Canlanan o can dünyada mekan,
Mekanların mekanı,illede zaman.
zaman kalkmış ,selam durmuş.
Ya okuyan suzan.
Saraydı adı göklerde.
İndi aşk için yerlere.
Sarayı ahmardı,HU sarayı.
Saraylarında sarayı indi
.
Saray dedi tutmayın beni.
Aşk dedi varmı onun gibi.
Zaman dedi vazgeçtim benden.
Evren dedi bükün beni.
Toparlayıp birleyin beni.
Kraliçem istemiş görmeliyim onu.
O var olsunda bırakın beni


16 Kasım 2019 Cumartesi

..............KILICI ASA.

KILICI ASA... verildi dün gece. Bu asa iki dünyanın düzenini birleştirip KILICI ASA... verildi dün gece. Bu asa iki Kdünyanın düzenini birleştirip yaşanır hale getirecek.Geceleyin uğraşıyordum.yaşanır hale getirecek.Geceleyin uğraşıyordum.

SARAYI AHMAR.

Saraydayım ve cisimleşiyor.Kapılar krem renkli erguvan ağacından. Nibirudan ağaçları. Yatak odamdaki yatağımın tülden süsleri ebruli krem renkte. uçuk renkte her renk var,zemin krem oluyor. Yeşil yeşim taşında çarşafım ve yatak örtüsü. Yastıklar harvani. Nibiruda yetişen bir tür pamuk.
kumaşı inciden yapılma bir koltuk odanın ortasında. Yatak odamın üç duvarında dolaplar var. biri takı dolabı. biri Gardrop.
Üçüncüsünde çanta ve şapkalarım var. Burayı ne kadar özlemişim ve yaşamak için kendimi hazır hissediyorum.
Sarayıma girmeden önce Elizabeti gördüm. Bana anahtar verdi şimdilik kalsın dedim. Saçımı topuz yapmışım. kirli beyaz üzerine ebruli uçuk renkler bulunan tülden bir elbisem var. ayakkabılarım altından. Tacım yeşim taşından bugün.
Kralla toplantı odasındayız şimdi. dikkatimi çeken kalorifer petekleri oldu altın kaplamaydı. Camdan dışarı baktım ve zümrüt ağaçlarını gördüm. Bana nibiruyu hatırlattı. Oysa dünyadaydım artık.


27 Ekim 2019 Pazar

ALTINCI BOYUT NASIL YAŞANIR


Takipçilerim bu boyut beşinci kat gökyüzüne tekamül eder.
Cevheri bir yaşamı vardır. Yakuti akış fazla olup,coşkularıda fazladır. İncier sultanı cebrail, Yakutlar kıralı azrail, elmaslar kralı Mikail ve Damlacık boyutu ,billur enerjisi kral israfil , burada tek bir varlıktır. Tek bir özdür.
O yüzden siz hepsinin hayatını yaşarsınız bu boyutta.
Yaşamasına geçince şöyle açıklayayım, ben kral Anu ,krallar kralıyım. Yönetimde ve HU olandayım. Dinlerin kalktığı ve Allahın yaşandığı yer burasıdır. Alah ve sistemini öğrenir yaşamaya başlarsınız. Kolay olmayacak biliyorsunuz ama unutmayın dönüşünüz ölünce Allaha olacaktır. Yolları şimdiden ezberleyin derim.
Bir açıklama ekleyeyim .Dünyada Anuya düşmanlık var. Ben o Anu değilim. Kim seçimle Hu koltuğuna oturursa o zata ANU (Eril eneri ,adem baba)denir.





25 Ekim 2019 Cuma

AŞK.

Aşk bir tuzandı.(akıp gider durmazdı)
Aşka kapılan iflah olmaz.
Zerreleri dahi onulmaz.
Sucek'ti kalıplara sığmazdı.( Kalıpsız)
Biz aşk'ı bir şekle sokmaya çalışırken,
Aşk akar gider ,durmazdı.
Peki nydi bu aşk diye sordum sırrıma.
Aşk'ı Zübeyde dedi.
Zübeyde ne dedim.
Aşkın inanılmaz akışkanlığıdır.
O asla tutulmaz.


5 Ekim 2019 Cumartesi

CEVHER'ÜL AŞK.


Bir sultandı o.(zatı mutlak)
Sultanların sultanı,
Cevher'ül azamdı o.
Cevherdendi bedeni,Elmas ,yakut ,inci.
Ve diğer cevherler.
Mutlak zat öyle bir kaynaktı akan.
Bana aktı beynim ve bedenim yandı.
Bir cevherül aşktayım.
Cevherin akışındayım.
Aşktan başım dönmüş.
Mutlak zatta temaşadayım.

5 Haziran 2019 Çarşamba

TÜRKLER.

Bitik<kitab.
A Mu Ra (mu) ,Bir oy bil,At Oy Bil,Türük Bil/Göktürk,Qun,Moğol uygarlıklarında yazılı ana yasa,devlet arşivi,edebiyat,şiir,roman...yoktur.
Konusu bilimsel olarak kapanmış ,öğrenim için bitikler vardır.
Mu uygarlığında,günümüz aborjinlerde konuşma yoktur (madde,molekül,mikro organizma,konak/virüs yaratımı)
.
Evirenin evirip çevirdiğini anladığında,yazdığın kitabın,konu açan konuların,pay edip dağıttığın paylaşımların......doğal yaşamı yok edecek.
.
Ok; Ok'u,Ok'u ma (madde,molekül oluşturma).
Ok>< Ko.
Kon,konu,konuk,konak/virüs,konuşma (madde,molekül oluşturma)
Çifte yarık deneyi,Japonyada maymunlarla,su ile yapılan deneyler.
.
Kimyasal Bileşimimiz değiştikçe davranışlarımız da değişir.
Onun için nelere inanıp-nelere inanmamak gerektiğini
çok iyi hesaplamamız gerekir.
Kalıcı sistemli inanç bilgileri sizi tam bir zombi yapabilir ve celladına aşık insanlara dönüşürsünüz.
Prof.Dr.İsmet Gedik.
.
Bilinci temel olarak görüyorum.
Maddenin, bilinçten türemiş olduğunu düşünüyorum.
Nobel ödüllü- Alman fizikçi Max Planck.
.
Eviren bilinci yaratmaz,
Tam zıddı, bilinç evireni yaratır.
Bilinç maddeden önce vardır.
Uzay ve zaman ;Evireni anlamlandırmak için kullandığımız çeşitli araçlar.
bedenlerimiz tıpkı çanak antenlerin uydu sinyallerini aldığı gibi bilinci belirli bir kaynaktan alıyorsa bedenlerimiz ölse bile bilincimiz yaşamaya devam edecektir.
Bilincimiz uzay ve zamandan tamamen ayrıdır.
Aynı anda her yerdedir; bedenlerimizin hem içinde hem de dışındadır.
Tıpkı kuantum objeleri gibi belirli bir yeri yoktur.
Ölüme yakın deneyimler, kişinin sinir sistemindeki kuantum bilgisinin bedenden ayrılıp evirene yayılması sonucunda gerçekleşiyor.
Bilincimiz, beynimizde yer alan mikrotübüllerin içinde bulunuyor.
Bilinç, evirenin en ana özelliği olup, evirenin oluşumundan beri vardır.
Bu yüzden "bilinçlerimiz" evirenin an'a yapı taşından oluşuyor ve varlıkları süre gelen olayların, başlangıcına dayanıyor.
,
Dr. Lanza rejeneratif tıp uzmanı.
"Gelişmiş Hücre Teknolojisi" şirketinin bilim direktörü.
.
Fizik bilimlerinde bize öğretildiği gibi parçacık yoktur.
Protonlar, elektronlar, gluonlar, muonlar, kuarklar, nötrinolar vs. gibi görünen ve görünmez olan parçacıkların tümü, ayrı biçimlerde düzenlenmiş (fraktal-desen) olan ışınımlardan başka bir şey değildir.
Foton kuantum, bir şeye örgütleninceye kadar görünür değildir
ve bizim bakış açımızdan anti madde biçiminde,
kolayca organize olurlar.
Anthony Seratites
.
Doğanın düşüncesi Türkçeyi bilmeyenler....konuşmasın,yazmasın.
Konusu kapanmış,nokta konmuş bilimsel yaz>ı ları yazsın,konuşsun,anlatsın.
Türkçe sözcükler yaratım, özü yaratan sözcüklerdir.

11 Mayıs 2019 Cumartesi

SARAYI AHMER.


12 Mart 2016,
Bu ay sizlere Ruh’tan Bahsedeceğim..Tek bir Ruh olan ve Allah diye bildiğimiz bir sistemin Ruhunu ve sistemin işleyişini anlatacağım. Bu Ruha Saray’ı Ahmer dendiğini de ilk defa Melek İsrafilden duymuştum. Çok heyecanlandım ve merakla sorular sordum..O boyutu gezip gördüm. Melek İsrafil de her soruma cevap verdi. Sonunda ise bu yazım çıktı sizler için.
Melek İsrafil bana dedi ki; üçüncü suru yaşıyorsun 18 yaşında olacaksın ,ben inanamadım. Çokta heyecanlandım.
Melek İsrafil beni 19 uncu boyuta aldı..Cennetin kapısına gelmiştik. Büyük bir demir kapıyı açtı melekler ve içeri girdik. Epeyce yürüdük sarayın kapısına geldik. Yolda nurdan ağaçlar ve değişik kuşlar vardı. Havada o boyuttaki Halime bana hoşgeldin dedi.Bende hoşbulduk dedim.
Oradaki cennette havada durabiliyor ve havadan konuşabiliyordum.
sonra saraya girdik ve melekle büyük bir masaya karşılıklı oturup sohbet ettik.
Melek anlattı bende öğrendim. Melek şöyle başladı anlatmaya.
Bu Ruhun başka isimleri de var.
Cennet’ül Ula. Cennetler cenneti..Allahın Ruhu. Ruh’ül azam. Ruh’ül kudüs isimleri ile biliriz saray’ı Ahmarı. Tek bir ruhtur ve Allaha aittir.
Nefs’ten tamamen soyunup hiç olunca, hiçliğide bırakmak gerekiyor. İşte ozaman ölmeden evvel ölmek tamamlanıyor...Üçüncü sur’u Melek israfil üflüyor ve yenilenme başlıyor.
Buraya kadar gelen kişi tüm varlığını tanımış ve bilmiştir..Hu bilinci oluşmuş, Bu isme varmış ve ismi kullanıma açmıştır. Zatına varan kişi zatında HU ismini bulmuş, onu tanımış ve bilmiştir..En zoruda zata varmadan önce koruma kalkanlarına uzun yıllar dayanmış ve bu ismin celalinden cemaline geçmeyi başarabilmiştir..
Hu ismi kalkanları çok zor ve neredeyse geçilmesi imkansızdır. Celalinde 15 yıl kalıp negatif varlıklarla savaşmıştım. Tam umudumu yitirdiğimde ise Hu bana elini uzattı ve yanına aldı.
Hu bir Ruhtu .Eril taraftı. Saray’ı Ahmer’di.
Allah ismi de bir Ruhtu Dişil taraftı. Saray’I Ahmerdi.
Allah ismi yaratımda görevli idi. HU ise yönetimden sorumlu idi..Alem’i Lahutta ikisi görevde olup birisi kral diğeri kraliçeydi.
Allahın ve Hu nun sırları o kadar derin ki yaşamadan bilmek imkansız..her ikisi de yeni dönemlerde aktifleşiyor ve yaşamda yerlerini alıyorlardı.
Yeni yaşam için yeni yasaları beraber belirleyip hayatı başlatıyorlardı. Ama öncelikle önceki hayatın bitmesi gerekiyor ki yeni yaşam başlayabilsin.
Bunun içinde eskiye ait ne varsa bırakılıyor ve ölmeden evvel ölünüyor. sırat ,kıyamet ,mahşer yaşanıp İlahi iradeye hesap veriliyor.Hepsi bitince yeni kaderin belirlenip eline defterin veriliyor.
Artık yeni hayatına kavuştun ve kaderini de biliyorsun.
Bir saray’ı Ahmersin. Tek bir ruhsun. Cehennemler bitti sadece Cennetleri yaşayacaksın. Yine sonsuz ve ölümsüz bir hayatın sahibisin.
Bir ışığı Ahmer,ışıktan bir ruhsun.
Alem’i Lahutta yaşayansın.
Okyanusta damlasın.
Onunla yaşayansın.
Allahta ki ruhtasın.
Bu Hu Ruhuda olabiliyor Eril olanlar için.
İşte Saray’ı Ahmer ‘deki ruh.
Kişi özgür iradeye sahip ve kendi seçimlerini yaşıyor.
Allah’a hizmet ediyor.
Allah ile Saray’ı Ahmerde ki Ruhta yaşıyor.
Artık bir Gavsül ekber.
Allahın İradesi olup, Hu’ nun Yönetimindesin.
Kendini bıraktın, Allah ile dirildin. Yenilendin.
Dünyaya geliş amacımız Allahı bilmek içindi . Dünyaya geldik bize ait bedeni ve Ruhu doğru kullanmayı öğrendik mi ,yol tamamlanıyor. Kendini bilince Allahı da bilmiş oluyorsun.
Daha yola başlar iken ben yenice dervişliğe başlamıştım ,ama tasavvuf dilini de anlamıyordum. Bozyaka hastanesinde çalışırken doktor bir arkadaşım dedi ki; Halime manada öğrendiğin her bilgiyi sor, bedenimde nerede deyip anlamaya çalış dedi..Bu bana güzel geldi ve her vardığın boyutu sordum. sistemi sordum ve hemşire olduğum için anlamak kolaylaştı. Böylece günlük yaşama indi bilgiler ve nasıl uygulayacağımı da öğrendim.Özellikle dört büyük meleğin bizdeki görevlerini anlayınca,İrademi ,Aklımı ,Zekamı nasıl kullanacağımı çok iyi anladım ve kullandım..Konuyu çok uzatmak istemiyorum,bilgi çok yazmakla bitmez.Bu ayki yazımı burada bitiriyorum.



9 Mayıs 2019 Perşembe

İLK İNSAN.

Bundan üç milyar yıl önce ilk insan yaratılmış ve üç yüz bin yıl yaşamış. İlk yaratım yapılan yer bir galaksi değildi. tüm galaksilerin çıkış noktasıydı. Dişil enerjide.
Gaybül gayb'dan basediyrum,dişil enerjiden.
Ehad zat . Dişil enerjide allahın bir zatı,yani mutlaklığı, teklik krallığı. 19 teklik krallıklarından üçü dişilde var.
Ehad zat.
Samed zat
Subhan Allah. Allah ismi de zat Bütün isimlerinde Allah var Ateklik kabul etmiyor. Subhan ismi teklikte..



15 Nisan 2019 Pazartesi

ERK HAYVANLARI.

Erk Hayvanları
Şamanlar herkesin birden fazla erk (güç) hayvanı olduğunu söyler.
Ve erk hayvanı gücünü ve bilgeliğini o kişiye aktararak onu hastalıklardan ve kötülüklerden korur.
Erk hayvanlarımız bilinçaltımızdan, içgüdülerimizden ve kolektif hafızamızdan bizlere seslenir.
Bazen de rehberleriniz bazen ruhunuz size ihtiyacınız olan gücü ve bilgeliği gönderir.
Kendinizi mutsuz, zayıf, güçsüz, değersiz hissettiğinizde hayvan şifasına başvurarak gücünüzü yeniden kazanabilirsiniz.
Şamanik rehber hayvanlarınızı çağırmak için çeşitli teknikler bulunmaktadır.
Şaman davuluyla yapılan “şamanik yolculuk” bunların başında gelir.
Geçmişin köy ve klan toplumlarında yaşasaydınız bir şaman eşliğinde erk yolculuğunuza çıkabilirdiniz.
Ancak modern toplumlarda evinizde yalnız başınıza Davul sesi dinleyip şamanik bilinç haline geçerek erk hayvanınızla tanışabilirsiniz.
İkinci yol; Rüyanızda görmeye niyet ederek güç hayvanlarınızı çağırmaktır.
Üçüncü yol ise element ritüeli eşliğinde size uygun özel bir ritüel yapmaktan geçer.
Burada önemli olan niyettir. Şifayı talep ederseniz kısa sürede onunla karşılaşırsınız.
Unutmayın hepimizin şifası içinde. Atalarınız, evren ve ruhunuz sizi her zaman destekliyor…
Şamanik Erk Hayvanları
Kartal: Yüce Ruh, Evrenin ruhu, İnsanın ruhu, Kutsal olanla bağlantı, Evrensel enerjiye açılma, Spiritüel gelişim. Olaylara kartal gibi geniş açıdan bakabilme şifası…
Şahin: Haberci, güçlü gözlem gücü.
Baykuş: Bilgelik, sihir, astral seyahat, altıncı his, hile.. Yerliler ona gece kartalı diyor.
Yılan: Başkalaşım, deri değiştirme, yaratılış gücü, bilgelik, kundalini, ateş enerjisi, inisiye olmak. Yeni bir bilince geçmek.
Ayı: İçgözlem, kehanet, vizyon
Kelebek: Dönüşüm sanatı, kişisel dönüşüm, değişim.
Karga: Haberci, yasa. Karga bilinmeyeni bilir ve öte alemden haber getirir. Pencerenize konan karganın mutlaka size bir haberi vardır. Karganın mesajı olumlu veya olumsuz olabilir. Karga şifası uyarıcıdır. İşaretlerinizi takip etmeye çağırır sizi.
Kaplumbağa: Şamanlar öteden beri doğa anayı kaplumbağa sembolüyle göstermiştir. Kaplumbağa şifası sizi doğa ana iletişime ve onun gibi sabırla yaşamınızı örmeye davet ediyor. Bu şifanın özelliği; Toprak Ana ile bağlantı kurmak. Evrenden ve doğadan gelen alma verme dengesini oluşturmak. Yere sağlam basmak.
Köpek: Sadakat, dost, koruyucu, hizmetkar, güvenilir
Kurt: Öğretmen şifası, kılavuz, paylaşmak
Kedi: Dost ruh, Rehberlik, uyanış, öze çağrı…
Geyik: Özsaygı, bilgelik, dayanıklılık, güç 
Karaca: Yumuşaklık, zerafet, şefkat
Kokarca: İtibar, saygı, özsaygı
Su samuru: Kadın şifası, dengeli dişi-alıcı enerji
Kirpi: Masumiyet, tevazu, şakacılık, inancın gücü, güven
Kır Kurdu: Düzenbaz, hilekar
Kuzgun: Sihir, ayin, yüce gizem
Dağ Aslanı: Liderlik, güç, beden zihin ruh dengesi, hayallerinizin arkasında durma
Vaşak: Sırlar, sessizlik, altıncı his
Öküz: Dua, bolluk, bereket
Tilki: Kamuflaj, adaptasyon, kurnazlık, gözlem yeteneği
Tavuskuşu: Yeniden doğuş, uyanış, kendini tanıma, üçüncü gözün açılması, bilme, yükseliş, güzellik
Sincap: Toplama, depolama, hazırlıklı olma
Yusufçuk: İllüzyon, sihir, element enerjilerine açılma, doğa ruhlarıyla iletişim
Tavşan: Korku, endişe
Karınca: Sabır şifası
Sansar: Gizlilik
At: Güç, bilgelik
Pegasus: Üçüncü göz açıklığı, Sezgisel güç, aydınlanma, ruhani yolculuk
Ejderha: Evren, Tanrısal enerji, güç, ruh, yüksek benlik, feleğin çemberi
Boğa: Tanrıça enerjisi, güçlenme, enerjinin büyümesi
Kertenkele: Düş görmek, hayal
Antilop: Eylem, hareket
Kurbağa:   şifası, temizlik zamanı
Kuğu: Zarafet, rüyalara güvenme
Yunus: Nefes, yaşam enerjisi, eğlence
Balina: Hafıza, kayıt tutucu, yeryüzü bilgeliği, akaşik kayıtların bekçisi
Yarasa: Yeniden doğuş, öze dönüş, mağara şifası
Fil: Aile, aile bağları, iletişim, mutluluk
Örümcek: Ağ örme, yaşamınızı yeniden kurmak
Sinek kuşu: Neşe. Şamanlar sinek kuşu şifasının beyaz adam gidince tekrardan doğacağını söylüyor
Güvercin: Melek, göğün ışıklı ruhları, saflık, arılık, duruluk
Kırlangıç: Yuva
Balıkçıl: Özdönüşüm
Yaban domuzu: Yüzleşme
Somon balığı: Bilgelik, içsel bilgi, başladığını bitirme
Balık: Yaşam enerjisi, inisiyasyon, chi ve ki enerjisi
Timsah: Bütünleştirme, bedenin güçlenmesi, koordinasyon yeteneği
Jaguar: Sessizlik, Mükemmellik, bütünlük
Kara Panter: Sessizlik, Bilinmeyeni özümsemek
Hayvan şifasını daha iyi anlamak için hayvanların genel özelliklerine bakabilir ve tecrübelerinize göre yorumlarınızı geliştirebilirsiniz.


13 Nisan 2019 Cumartesi

BİLİNÇ BEDENLER.


Kalu bela yaşamına kadar varabilen kişilerde oluşan beden. öz ben, öz benin yaşam şekli. Ruhsal benlik yaşamı.
Bu bilinç her şekle girebiliyor,saray olabiliyor. ana gemi olabiliyor. Sen ne olmak istersen, o bilinç istediğin şekle girebiliyor. nesne görünebilir. Hayvan görünebilir.
İşte ben bedensiz varlık olarak bu bilinçteyim. Ölmeden evvel öldüm. Ve bilinç olarak yaşıyorum.
Dünyaya inersem sarayım evim olacaktı,ama tekrar galaksilere dönemiyecektim.
Vega kral ve kraliçesini çağırdım ve fikirlerini aldım.
Ben sizden uzak kalmak istemiyorum dedim.
İki sarayın olsun bölelim dediler.
Biri göklerde ,diğeri dünyada olacak ve her yeri aynı anda yaşayacağım.
Alın size bilinç yaşamı. Birlikten kuvet doğar ve neler olur görün.


9 Nisan 2019 Salı

ÖLÜMSÜZLÜK. BÖLÜM DÖRT.


Görevi devraldım ama canım yapmak istemiyor .Her şey kendiliğinden gidiyor zaten. arada benden yardım istiyorlar.
Oğlum isayı çok özledim ve iç sesimle çağırdım onu.
Dünyaya doğmuş ve oda beni özlemiş. Etrafındakiler benden bahsediyormuş.Yakında seni tanımak isteyecekler diyor.
Biz toparlanmaya başladık ama daha azınlıktayız.
Benief iki gündür bana dönmedi. Cebrail onu savaşa hazırlıyor. Ben orta dünyada kayboldum ve o anı seyrediyorum.
Dönelim yne gizemli kitabıma.
Ana tanrıçanın sarayına yerleştim ve akışa geçti,artık 33 yaşındayım. Üzerimde mavi bir elbise var ve ben sarışın dalgalı saçlıyım.
Konsey üyeleriyle toplantıdayım ve kararlar alıyoruz. .
Konsey başkanı Ana tanrıçam size bir süprizimiz var dedi.
Nedir sayın başkan dedim. Görve başladınız size bir küp elmas tozu hediye edeceğiz bu sizi gençleştirecek dedi.
Çok teşekkür ederim nasıl kullanacağım dedim.
Enerji olarak içine al dedi. Küpe elimi koyup alabilirmişim.
Buraya alışmaya başladım. Önceleri çok soğuk gelmişti saray,şimdi alışıyorum.



Tam her şey çok kötü yol tıkandı dediğim an hep yeni yollar açılmıştır.Annem Elizabet beni kıskandığı için bir oyunla beni dünyaya gönderdiğini ve kendisi perilçe olduğunu söylemişti önceki kitapta. Babam minervada bu oyuna alet olmuştu. Minerva kocam iken nasıl babam olmuştu anlamaya çalışıyordum. Burada varlıklar birbirine karışmıştı. Elizabet benim yerime geçmiş ben onun yerine geçmişim neden?Acaba diyorum annem beni düşünmüş olabilirmi? Deccaliyet dönemini bana vermez iken. Mehdiyet dönemini bana bilerek bırakmış olurmu?. Zihnimde delice sorular dolaşıyor. Her neyse her şey yoluna giriyor artık.
Umarım Periliçe annem Elizabetle aramız düzelir.
Osloyu ve norvec'i çok görmek istiyorum. Oraya gidince yaşadıklarımı kesin daha net hatırlarım.
Mehdinin bana gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
Bu yıl bizim başlangıcımız olacak. Güzellikler dünyaya dolacak.
Savaşlar çok zordu ve bu zor tarafı annem yine bana yükledi.
Elizabet annem beni yetiştirirken en zor görevleri bana verdi ve çok güçlendim.
Bunun içinde bir çok yetkiyi bana vererek kraliçe olarak ayakta kalmamı ve görev yapmamı sağladı.
Soğuk ve acımasız davrandı.
Biliyorum tüm dünya benden haberdar Annem bunu bana biaat ettirerek sağladı.
Yönetimdekiler beni tanıyorlar. Aldığım kararları gerçekleştiriyorlar. Biz annem ve ben bu zor dönemi birlikte atlattık. O beni istesede istemesede.
Ben zaten Reptilyanlarla iş birliği yapamazdım. Kökünü kuruttum reptilyanların. Çok az kaldılar dünyamızda.



 ÖLÜMSÜZLÜK KİTABIMDAN.
Biz şimdiki norveçte ,Oslonun dağlarında yaşıyorduk. Yozlaşmalar ve kaoslar başlıyordu. Din hükmünü yitirmiş ,günahlar işleniyordu. Zamanın alimlerinden olan kral huga bize savaş ilan etmişti. Savaşmazsak olmaz idi. Hep yanımızda oolan nordik kralı Huga ,artık karşımızdaydı.
Sarayımızı yıktı ve elimizden aldı . Benim kitabım Hariç. O gizli bir bölmede taşların arasında örülüydü.
Kral Huga bana olan aşkı yüzünden canımızı bağışlamıştı.
Biz sefil bir yaşamın içine düşmüştük. Cebrail güç kaybetmişti ve düşünceliydi.
Neydi bizlere güç kaybettiren biliyormusunuz.
İşlediğimiz günahlar. Ana Tanrıçalık elimden oyunla alınmıştı ve dünyaya akışla bırakılmıştım.
Dünya kıyamete hazırlanıyordu ve kaoslar büyüyordu.
Bir gün Kral Artur olan Cebrail Birinci MU dönemi kralı ,bizi dünyadan almaya geldi.
Uzay aracına binince sohbete başladık.
Birinci MU dönemini kral Arturla biz kurmuştuk.
On bin yıl ölümsüz yaşamıştık.
Kıyamet gelene kadar.
Peki kıyamet neden kopuyordu?
İnsan kurban etmeler ve insan eti yenmesi kıyameti başlatandı.
Bir kez bile insan eti yiyen genetik yapısını bozuyor ve İfrite dönüşüyordu.
İfrit ise yaşamın en altlarıydı.
Dengeler bozulmuştu ve benim ilk kıyameti koparışımdı.
Artık her türlü günah açıkla işleniyordu. Allah çoktan unutulmuştu.
Biz o dönemde kuzey afrikada yuşa ırkı olarak yaşıyorduk.
Halk karışıktı, her ırktan vardı.
Her ırkın bigeleriyle başlayan bir cennetti sincarlılar.






7 Nisan 2019 Pazar

SARAYI AHMER.



Bu ay sizlere Ruh’tan Bahsedeceğim..Tek bir Ruh olan ve Allah diye bildiğimiz bir sistemin Ruhunu ve sistemin işleyişini anlatacağım. Bu Ruha Saray’ı Ahmer dendiğini de ilk defa Melek İsrafilden duymuştum. Ço
k heyecanlandım ve merakla sorular sordum..O boyutu gezip gördüm. Melek İsrafil de her soruma cevap verdi. Sonunda ise bu yazım çıktı sizler için.
Melek İsrafil bana dedi ki; üçüncü suru yaşıyorsun 18 yaşında olacaksın ,ben inanamadım. Çokta heyecanlandım.
Melek İsrafil beni 19 uncu boyuta aldı..Cennetin kapısına gelmiştik. Büyük bir demir kapıyı açtı melekler ve içeri girdik. Epeyce yürüdük sarayın kapısına geldik. Yolda nurdan ağaçlar ve değişik kuşlar vardı. Havada o boyuttaki Halime bana hoşgeldin dedi.Bende hoşbulduk dedim.
Oradaki cennette havada durabiliyor ve havadan konuşabiliyordum.
sonra saraya girdik ve melekle büyük bir masaya karşılıklı oturup sohbet ettik.
Melek anlattı bende öğrendim. Melek şöyle başladı anlatmaya.
Bu Ruhun başka isimleri de var.
Cennet’ül Ula. Cennetler cenneti..Allahın Ruhu. Ruh’ül azam. Ruh’ül kudüs isimleri ile biliriz saray’ı Ahmarı. Tek bir ruhtur ve Allaha aittir.
Nefs’ten tamamen soyunup hiç olunca, hiçliğide bırakmak gerekiyor. İşte ozaman ölmeden evvel ölmek tamamlanıyor...Üçüncü sur’u Melek israfil üflüyor ve yenilenme başlıyor.
Buraya kadar gelen kişi tüm varlığını tanımış ve bilmiştir..Hu bilinci oluşmuş, Bu isme varmış ve ismi kullanıma açmıştır. Zatına varan kişi zatında HU ismini bulmuş, onu tanımış ve bilmiştir..En zoruda zata varmadan önce koruma kalkanlarına uzun yıllar dayanmış ve bu ismin celalinden cemaline geçmeyi başarabilmiştir..
Hu ismi kalkanları çok zor ve neredeyse geçilmesi imkansızdır. Celalinde 15 yıl kalıp negatif varlıklarla savaşmıştım. Tam umudumu yitirdiğimde ise Hu bana elini uzattı ve yanına aldı.
Hu bir Ruhtu .Eril taraftı. Saray’ı Ahmer’di.
Allah ismi de bir Ruhtu Dişil taraftı. Saray’I Ahmerdi.
Allah ismi yaratımda görevli idi. HU ise yönetimden sorumlu idi..Alem’i Lahutta ikisi görevde olup birisi kral diğeri kraliçeydi.
Allahın ve Hu nun sırları o kadar derin ki yaşamadan bilmek imkansız..her ikisi de yeni dönemlerde aktifleşiyor ve yaşamda yerlerini alıyorlardı.
Yeni yaşam için yeni yasaları beraber belirleyip hayatı başlatıyorlardı. Ama öncelikle önceki hayatın bitmesi gerekiyor ki yeni yaşam başlayabilsin.
Bunun içinde eskiye ait ne varsa bırakılıyor ve ölmeden evvel ölünüyor. sırat ,kıyamet ,mahşer yaşanıp İlahi iradeye hesap veriliyor.Hepsi bitince yeni kaderin belirlenip eline defterin veriliyor.
Artık yeni hayatına kavuştun ve kaderini de biliyorsun.
Bir saray’ı Ahmersin. Tek bir ruhsun. Cehennemler bitti sadece Cennetleri yaşayacaksın. Yine sonsuz ve ölümsüz bir hayatın sahibisin.
Bir ışığı Ahmer,ışıktan bir ruhsun.
Alem’i Lahutta yaşayansın.
Okyanusta damlasın.
Onunla yaşayansın.
Allahta ki ruhtasın.
Bu Hu Ruhuda olabiliyor Eril olanlar için.
İşte Saray’ı Ahmer ‘deki ruh.
Kişi özgür iradeye sahip ve kendi seçimlerini yaşıyor.
Allah’a hizmet ediyor.
Allah ile Saray’ı Ahmerde ki Ruhta yaşıyor.
Artık bir Gavsül ekber.
Allahın İradesi olup, Hu’ nun Yönetimindesin.
Kendini bıraktın, Allah ile dirildin. Yenilendin.
Dünyaya geliş amacımız Allahı bilmek içindi . Dünyaya geldik bize ait bedeni ve Ruhu doğru kullanmayı öğrendik mi ,yol tamamlanıyor. Kendini bilince Allahı da bilmiş oluyorsun.
Daha yola başlar iken ben yenice dervişliğe başlamıştım ,ama tasavvuf dilini de anlamıyordum. Bozyaka hastanesinde çalışırken doktor bir arkadaşım dedi ki; Halime manada öğrendiğin her bilgiyi sor, bedenimde nerede deyip anlamaya çalış dedi..Bu bana güzel geldi ve her vardığın boyutu sordum. sistemi sordum ve hemşire olduğum için anlamak kolaylaştı. Böylece günlük yaşama indi bilgiler ve nasıl uygulayacağımı da öğrendim.Özellikle dört büyük meleğin bizdeki görevlerini anlayınca,İrademi ,Aklımı ,Zekamı nasıl kullanacağımı çok iyi anladım ve kullandım..Konuyu çok uzatmak istemiyorum,bilgi çok yazmakla bitmez.Bu ayki yazımı burada bitiriyorum.
 
 

ÇİFT CİNSİYETLİ KRAL (RUH)


Atomun çekirdeğindki yaşamı anlatıyorum...Çünki Rab boyutundan da sonrası burası...Manadır tüm anlattıklarım...O ilk mana Kral şeklinde ve iki cinsiyetli bir mana...sonra manalar ikiye ayrılıyor erkek ve dişi olarak...Onlarda Kral ve Kraliçe görünümünde iki ruh yani manadır...Ve Allahın Tecellisi yada yansıması deriz ki...Yansımada gerçektir gölge değildir...biz manada Allahın varlığını böyle algılarız ve konuşuruz...O iki Kral ve Kraliçe Kainatı beraber yaratır...Yaratılışın başıdır burası...Daha atomun özündeyiz ve eril ve dişil enerji aynı bedende olduğundan devamlı etkileşim halindedir...Bunada Devinim deniyor...hiç bitmeyen enerji ve nurdur burası..Yaratmak için eril ve dişil ayrılıyor ve iki eş rolünü oynuyorlar .Kainat böyle var oluyor...Bunada İnsanı kamil deniyor Tasavvufta...Hepimizi var eden insan oluyor...ALLAH ismi ise tüm varlığı içinde barındıran mana enerji varlık oluyor ve İnsan şeklinde...Ben Erkek olarak gördüm ve konuştum...Bu Allah ismine ait mana ilk Varoluştur ve sadece seyreder hiç ikiliğe inmez inemez...ruhlar meydanına kadar inebiliyor...İnmek istediğinde manalar yani oluşumlar değişiyor ve hayat başlıyor...Çift cinsiyetli kıral ikinci oluşum oluyor.Üçüncüsü ise cinsiyetlerin ayrılmasıdır..Şimdi ilk Erkek şekli....sonra çift cinsiyet...üçüncü eril ve dişilin ayrışması..Allah ismi Hali ve vasfıdır...Allah manasında üç açılım vardır...Yaratılışın başıdır...Sonraki yaratımlar zati sıfatlarıdır...sırasıyla oluşurlar...

DÖRT BÜYÜK MELEK.

Bir gün melekler sormuşlar. Biz dört melek bu sistemin sahipleriyiz demişler. Allah ise elbette sistem sizinle dönüyor ve bende sizlerdeyim demiş. Kim sizinle sohbet ederse benimlede konuşur. Böylece ben gizlenir herşeyden münezzeh olurum demiş..
siz benim ruhumu dördünüz paylaşırsınız. Bende ruhlar ruhu olurum demiş..
Melekler düşünmüşler ve ne kadar az bir güce sahip olduklarını farketmişler.
sonrada siz olmasanız biz hiçiz Allahım demişler.
Allahta demişki;siz zaten hiçsiniz ve bu boyutta hiçlik demiş.
Melekler bunun bile farkında değillermiş ve gülmüşler.
Allahımız siz sohbete katılmasaydınız eğer biz hala farkedemiyecektik demişler ve tekrar gülmüşler.
Bende o sohbeti kayıttan okudum da gülüyorum sohbetlerine.
Şimdi meleklerle birlikte kahkahalar atıyoruz yeniden.
Allahü Teala da ruhlar ruhu olarak katıldı aramıza ve Hiçlik sarayı şenlendi aniden.
Ben sevdim bu SARAYI AHMERİ (Hiçlik sarayı)


HİÇLİĞİN CEMALİ.

HİÇLİĞİN CEMALİ (Cami'ül Kutba. Cemali yaşam .Cami kutbu.)
Allah akli evvelde murad etmiş. Bir gün sadece cemalimi yaşayacağım cami ismimde demiş..Dört büyük melekle meleklerin özündeyim ve daimi sohbetteyim. Anlatan'da onlar zaten. Melekler merak etmişler ve Allah açıklamış. Öncelikle celalim olan koruma kalkanlarım yaşandı dünyada demiş. Sebebine gelince burayı öğrenmeden cemalime geçemezlerdi. Bu kadar sıkı korunmasam sistem çökerdi.
Bana gelen kulum her sıkıntıya dayanabilmeli ki; bu koruma kalkanlarımdan içeri girebilmeyi hak etsin.
Yine demiş Allah'ü Teala ben Altınçağ'da burayı kendim deneyimlemek istiyorum kullarımda. Anlatmaya devam etmiş ve demişki, kim buraya kadar gelirse hiç negatif bir olay yaşamayacak.
hiç hasta olmayacak. O seçkin kullarım hep benimle yaşayacak sonsuzluğumda.
Melekler özenmişler ve sormuşlar .biz demşler o dönemde sizinle olacakmıyız.
elbette demiş Allah sizde benimle birlikte kullarımda yaşayacaksınız ve hep onlarla iletişimde olacaksınız.
Melekler neşe içinde kahkahalar atmış ve sohbet akli evvelde kayda alınmış.
Bizde şimdi o vadedilen zamanı yaşarken tekrar o kaydı okuduk beraberce.
Burası öyle muhteşemki, herşey uyum içinde. Hastalık yok. yaşlanma yok.olumsuz hiçbirşey yok. sanki düşünce sistemide yok.
Çünki düşünülecek sorun yok.
Sadece bişey yaparken kısacık karar vermeler var. Alışmam birkaç ay sürebilirmiş..
Ne yalan söyleyeyim ben şimdiden sevdim burayı. . Daim olmasını diliyorum.
Hepinize mutlu kandiller olsun. Biraz hayal edin bu cenneti.
Adı da İrfan'ül İrfanmış bu cennetin.




5 Nisan 2019 Cuma

MERYEM.

Allahın üç vasfı var.
Tamlık vasfı.
Muammedül emin: doğruluk vasfı
Rabbül hak : hak ve hakikatlik vasfı.
Ayrıca kendiside varlıkta bir vasıf zaten.
Muhammedül Emin ,doğruluk vasfı. Cebrailden doğma oğlumdur. 12 mehdi komutanı ve görev başındadır. biri mehdi diğeri isadır.
Ben Meryemül meryem. Halime lafçıoğlu.


4 Nisan 2019 Perşembe

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM. ÖLÜMSÜZLÜK.


Annem seviniyordu beni doğurduğunda .Kızım Ana Tanrıça doğdu. Ana Tanrıça annesi olacağım diyordu. Bir gün ikizi kızını kaybedeceksin yakında dedi. İkizi yani ruhaniyeti kral Anuydu.
Annem çok üzülmüş ve yataklara düşmüştü. Babam aniden benide alıp dünyaya doğru yönelmişti
Çabuk inmek için İlahi tecelli olan akışa bırakmıştı kendini ve beni.
Biz hay olan akışta inerken ayrı düştük birbirimizden.Ben beş yaşında çocuk iken dünyalı bir aile evlatlık almıştı. Aradan yıllar geçti ve ben yapayalnız ailemden uzaklarda büyüdüm.
Babamda yalnız kalmıştı dünyamızda ve beni arıyordu. Yıllar yılları takip etti ve biz görüşemedik.
Sıradan bir dünyalı gibi yaşarken annemi ve babamı hatırlıyor üzülüyordum.
Dünyalı ailem gümüşçüydü,durumları iyiydi ve bana iyi baktılar. Tek çocuktum ve ben prensestim.Şimdiki Norveçte yaşıyorduk.
Ben 18 yaşına gelince evlenmek isteyenler çoğaldı ve bir prensle tanıştım. Prens ailemin yakın akrabasıydı.
Biz hemen evlendik ve mutlu olmaya çalıştık.
Prens çok iyiydi ve beni seviyordu.
Biz norveç'i gezerek gençliğimizi yaşıyorduk.
Bir gün hamile olduğumu anladım ben ve pek mutluydume..Babam beni uzaktan takip edermiş hep.
Ben prens halik ile pek mutluydum ama rahatsızlıklarım başlamıştı hamileyken. Prens bana bişey olmasından korkuyor ve çok üzerime düşüyordu.
Huzursuz oldukça dışarı çıkıp saatlerce dolaşıyordu.
bir gün tanıştığı bir yabancıdan bahsetti.O çok etkilenmişti.
Sana çok benzeyen biriyle tanıştım dedi.
Adı Haliy o dünyalı değil dedi.
Bende meraklanmıştım ve tanışmak istedim. Ama dedi nerede yaşadığından hiç bahsetmedi.
Eğer tekrar görürsem söz eve getireceğim.
Prenses uzaklara bakakaldı ve beklemeye başladı. bebek yedi aylık olmuştu. dışarı çıkınca zorlanıyordum.
Bir akşam prens eve coşkuyla geldi ve yabancıyı tekrar gördüm dedi. O bir uzaylıydı.
Sana ziyarete gelecek belki tanışıyorsunuzdur.
Şimdilik erteledi görüşmeyi.
Havalar çok güzeldi ve dünyalı ailem üzerime titriyordu.
Aniden sancılandım ve bebek doğdu.O bir oğlandı ve melezdi
Adı Beniefti.
Uzaylı misafir sanki doğumu duymuş gibi eve misafir geldi.
Tanıştık, bebeği kutsadı ve bana sorular sordu.
Nereden geldin dünyaya dedi. Bende çok uzak galaksilerden akışla geldim. Babam yanımdaydı ama onu yolda kaybettim dedim.
Sustu ve dalıp gitti yabancı. Başkada konuşma yapmadan çıkıp gitti.
Ben geçmişe öyle çok dalmıştımki, içimden anneme anlatıyordum yaşadıklarımı.
Annem birden seslendi. Bana yaşadıklarını anlatmayacakmısın dedi. Olur tabi dedim ve anlatmaya başladım.
Sonra aklımdan geçen bu satırları ona anlattım.
Annem bana şöyle seslendi babandır o bak ben anladım dedi.
Ben annemi üzmekten korkup söylemeye cesaret edemedim o gün.
Biz periler diyarı gezegenimizde sohbetlere öyle daldık ki, günler akıp gidiyordu.
Annem sonra neler oldu dedi.
Bende doğum sonrası hastalandığımı ve kocamın bir arkadaşı olduğunu anlattim anneme. Adı Minervaydı dedim.
Annem düşünceliydi ve anlamaya çalışıyordu. sustu ve bekledi.
Babam eve gelmişti, yönetimdeki periler seni ana tanrıça olarak seçtiler kızım dedi.
Annem yeniden daldı gitti uzaklara ve hiç konuşmadı.
Artık yönetime başlamış kararlar alıyordum ki, babam kızım kocanda senin kralın ve görevde dedi.
Prens artık bir kraldı. Babam her şeyi ona öğreteceğim dedi.
Prens benim en iyi dostum olacak ve ona HU vasfını vereceğim.
Benim yokluğumda sana eşlık edecek ve hep yanında olacak.
O benim yokluğumda kral Anu diye bilinecek.
Anu HU vasfını yaşar hep.
Daha önce bu boyutu RA kurmuştu ama o dünyada öldü.
Ölürkende bana devretti.
19 uncu boyut olan bu boyutta HU benim adıma kraldır bundan sonra dedi

 Minerva leif beni uykuya alıp içimdeki eski yapıları kırıp döktü. Yıkımdı yaptıkları. Dışı kırmızı boyalı bir ev çıkınca ,içeri gir dedi ve girdim. Evin içinde ayakta duruyordu. çok yakışıklıydı.
Birde gelin ve damat olarak evlendiğimizi gördüm. çok güzel ve çok şık idik. Minerva hatırladığıma sevinmişti.
Evet dedi beniefi doğurmadan önce yine dünyaya inmiştin ve sen benimle evliydin.
Şaşkındım ama melek cebraille evlendiğimi daha önce diğer melekler söylemişlerdi.
Melek cebraildi evlendiğim ve o dönemde norveç oslonun yüksek kısımlarında yaşamıştık.
Adı minerva leifti sarışındı. şimdi bana gönderdiği fotoğrafın aynısıydı.
Elf ırkındandı.
Bana ilk bu fotoğrafı gönderdiğinde boşuna duygusallaşmamışım.
O aşk benim her yerimi sarmıştı.
Biricik aşkım melek cebrail daha sonramı beni hamile bıraktı İsayı doğurdum bilmiyorum henüz.
Sadece isayı doğurmadım.
Hz aliyi de cebrailden doğrudum.
Ruh adlı melekti o ve biz aylar önce burayı öğrenmeye başladık.
Gökay da oğullarımdan birisi henüz çözmeye başlıyorum.
Melek cebrail Nibiru krallarından sadece birisi.
Diğer meleklerlede dünyada evliliklerim oldu ama çok mutlu olmamışım. Şiirlerim var bir kitaplık.
Bir dönem dört melekte dünyadaydı.
Azrail, israfil,Mikail ve cebrail. biz sütunlu bir binada hep sohbet ederdik.Muhteşem sohbetlerdi.
Cebrailin 35 bin yıl önceki krallık fotoğrafı aynen böylerdi. o bir elfti.




Aşk her tarafımı sarmıştı. Melek cebraille 35 000 yıl önce şimdiki norveçin oslo kenti yüksek tepelerinde yaşıyorduk. Çok güzel bir düğünle evlendik. ipekten bir gelinlik üzerinde dantel küçük yaprak motifleri vardı. Bahar da çiçek açmış ağaçlara benziyordum. Canlı bir görünümdü gelinlik. Bugün bile öyle işçilik yok dünyada.
Damatlıkta çok şıktı. Mavi takım elbise içinde beyaz ipek gömlek vardı. Sarışın olam kralıma mavi takım elbise yakışmıştı.
Şimdiki vals dansına benzeyen bir dans ediliyordu sarayda.
Davetlilerde çok şıktılar.
Sarayın tavanı gök kubbesi gibi değerli mavi ve yeşil taşl arla döşenmişti. Yarı değerli mücevher taşlar.
Bir an için müzik sustu ve bizi sahneye çağırdılar.
Kral Arthur ve kraliçe selen sizin için çalıyoruz dediler.
Dünyadaki isimlerimiz böyleydi.
Ruh isimlerimiz ise kralın Minerva Leif.
Benimde Agario idi.Yaşam ağacı demek.
Biz ikimiz çok güzel dans ettik ve büyük bir alkış koptu.
Eğlenceler günlerce sürdü.
Biz Elfler çok seçkin ırktık ve çok bilgeydik. Hiç hata yapmayan ve güzel yaşayan bir ırktık. O yüzden ölüm ve hastalık yoktu bizde.
Sadece kaza sonucu ölebiliyorduk.
Dünyada o dönemin Ana Tanrıçasıydım.
Kral da krallar kralıydı. Tam on bin yıl yaşamıştık hiç ölmeden.
Biz kralla on bin yıl sonra göklere çıktık ve Tufan yaşadı yeryüzünde.
Bu arada bizim saraylara zarar gelmemişti.
Dünya yaşanır hale gelince geri dönüyorduk ,sen yeniden doğmuştun. Yine ana tanrıçaydın. Yeni ana Tanrıça seçilince ben HU vasfında kalıp babanın koltuğuna oturmuştum.
Sen tanrıçam bir kaza sonucu ölmüştün ama ben yaşıyordum.
Bir gün dayanamayıp seni aldım ve akışa bıraktım ikimizi.
O akışta birbirimizi kaybettik ama sen yine aynı sarayı bulup orada yaşamaya başladın. Seni saraydaki kralın yakınları evlat edindi ve evlendin . Ben senin geçmiş kocan artık sadece baban gibiydim.
Seni kısa sürede buldum ve uzaktan takip ediyordum.
Sonunda tanıştık ve tekrar galaksimize geri döndük.
Dünyaya dinlerin yazdırıp nasıl yaşayacaklarını anlatmıştık.
Annen seni çok özlüyordu ve geri dönmeye karar verdik.
Cebrail benim on bin yıllık kocamdı.













3 Nisan 2019 Çarşamba

NİBİRU.


bir gün yol hiçliğe düşmüş ,orası okadar karışıkmış ki, yolcu ne yapacağını şaşırmış. Adının NİBİRU olduğunu öğrenmiş ama şaşkınlığı bir türlü geçmemiş...Çünki hiç kimse Hiçliği böyle anlatmamış. Burada her kişi kral ve kraliçeymiş..Bu kral ve kraliçelerde Allahın vasıflarıymış...
Epeyce dolaşmış yolcu ve bilgilenmş. Öğrendikçe dahada şaşmış ,bir gün orada imparatoriçe olduğunu öğrenmiş..Daha çok bilgi için Nibiru kütüpanesine gitmiş..Kader kitabını okumuş..sonra Nibiruyu yeniden düzenlemiş.
Nibiru halkı okadar güvenilmezmiş ki, sonunda yolcu bıkmış ve nibiruyu yaşama kapatmış...uykuya almış...karadelik yapmış..nokta yaşamı olmuş.
şimdiye kadar dünya uykudaymış,dünyayı uyandırmış..Nibiruyu uykuya almış..ikisi aynı anda uyanık olamıyormuş..
Dünyada uyanamayanları ise Nibiru mezarlığına naklediivermiş..böylece dengeyi kurmuş..nede güzel olmuş.



2 Nisan 2019 Salı

ÖLÜMSÜZLÜK..Bölüm iki.


Hay olan vadinin kenarında üç gün dinlendik ve yola koyulduk. Aracımız biraz daha iyi çalışıyordu. Babam gergindi.
Annem uyanık ve neşeliydi.
Ben düşünüyordum,yol yorucuydu.
Yolda giderken kozmoslar arası bir iletişim kurduk ve yardım İstedik. Milen ırkı bize yakıt getirdiler.
Yiyecek verdiler, epeyce sohbet ettik.
Milenler güzel bir peri ırkıydılar ve biz eve yaklaşmıştık.
Biz 12 inci güneş sistemine gidiyorduk.
Eve yaklaştıkça annem gülümsüyordu.
Milenleri geride bırakalı üç gün olmuştu. Bizim yaşadığımız Asoslar gözüküyordu. Gezegenimiz ise saloslardı.
Eve döndüğümüzde halk sevgiyle karşıladı.
Annem ana Tanrıçalığını bana devretti.
Yönetim koltuğuna oturmuştum sarayda. Asillerin nibiru yönetimiydi burası.
35 000 yıl geriye gidip kitabımı almıştım. Kozmos kitap yönetim bilgileriydi.
Okumaya devam ediyorum.Ben Halime Lafçıoğlu.
Kanallardan gelen bilgilere göre teknik bir hata sonucu kendi evrenimden düşmüştüm.
Babam benimle iletişime geçip yeniden ana Tanrıça boyutuna aldı.
Annem görevi bana devretti.
Yasaları ve yaşam şekli içinde kitabı verdiler. Artık her şey tamamdı. Görev beni bekliyor.
Dağılmış parçalarım toparlandı.
Yalnız kitap eski döneme ait olsada başlangıcı budöneme aitti. Henüz bende çözemedim.
Tek bildiğim yolumu bulabilmem için kendimden kendime yazdığım kozmik bir kitap oluşu.


 Dünya hayatı 33 yaşmış.
Kuyruk sokumu kemiğinden ölünce yine yaratılabiliyorsun.
Kitapta anlatılanlar 9 uncu boyut.
9 uncu boyutta bahsedilen Ruhaniyet 33 üç yaşındaki varlığın oluyor. Buraları anlamak zor. devamı gelecektir.
Şimdi dokuzuncu nibiru boyutundayım. sarayımız yyedinci boyutta.
Dünya altıncı ve son boyutunda..
Kişiler daha yukarı çıkabilirler.





ANA TANRIÇALIK YASALARI.
Tanrıçalar yaratır, hayat başlatır.
Bir tanrıçanın yapmaması gereken şeyler.
1: Hayata emir gelmedikçe müdahale etmemek.
2: Olaylar sonuçlanıncaya kadar sabretmek.
Ana Tanrıçanın görevleri.
Akışı takip etmek.
Düşmanlarıyla savaşmak.
Akışa müdahaleyi engellemek.
Halkı eğitmek.

 RA; dediki, biz tanrı ve tanrıçalar hep yalnızız. Dünya iletişim olmaz bizde. Saraylarda oturur seyrederiz dünyayı. Gerekmedikçede müdahale etmeyiz. .Bizler meleki boyutun güzellikleri ile avunuruz. .
Bir gün RA ile konuşuyorduk. Bana eğer birini tanıyacaksan ona yaklaş dedi. Hemen gerçek yüzünü görürsün.
Birgün Ra ile arkadaşlık ediyorduk dünya da.canı çok sıkkındı ve sakın dünya insanına yaklaşma dedi.
Biliyormusun baba ben bunları zaten uyguluyorum.
Bir sözü daha var. asla kendinden başkasına güvenme.
Anem yanımıza geldi ve yine RA muhabbetimi başladı dedi.
Annem yine baban RA 'ya çok düşkündür dedi.
RA nın bu boyutla ne ilgisi var dedim anneme.
9 uncu boyutu kuran RA dır dedi. Gökayın RA oluşunu açıklıyor olabilirmi bu cevap.


Şimdi niye burada yok.




3 saat
ÖLÜMSÜZLÜK KİTABIMDAN.
Kızım ana tanrıça olduktan sonra ,galaksimizde yüzler gülümsemeye başladı yeniden. O bugüne kadar seçilmiş en büyük Tanrıçaydı.
Mor ağaç olan ben ,artık sadece kızımın destekçisiydim. Biz ailecek yönetmeye çalışıyorduk varlığı.
Sorunlar çok fazlaydı ve çözmek için düşünüyordum ki, aniden bir fikir geldi aklıma.
Yeni akışı başlatmalıyız artık dedim ve başlattık.
Şimdilik akış boştu ve biz eski görevlileri yeniden topladık enkazın altından.
Yıkım hepimizi dağıtmıştı.
Dünyaya gelince tam bir kaos içindeydi ve düzelmiyordu.
İnsanlar ne yapacağını, nereye gideceğini bilemiyordu.
Bilinçleri şoklanmış zavallı hayvanlar gibiydiler.
Peki ne yapabiliriz derken ,Ama akışı başladı ve doğal afetlerle kitlesel yıkımlar başladı. ölenler olacaktı.
Biz ailecek sohbet edip çare ararken Ra geldi ve çareler sonsuz dedi. Bir kez daha halka uyarı gönderip bilinçleri canlandıralım.
Bu görevi Ben yapacağım dedi RA.
Bilinçleri uyaracak tohumlar ekti, tüm dünyaya.
Biz yine beklemeye başladık,çok bir gelişme olmuyordu.
Dünya yok oluşa doğru koşuyordu adeta.
Dünya altıncı boyuta yükseldi.İçinde yaşayanlar birinci, ikinci, üçüncü boyutlarda tamamen şeytanlaşmış olarak dolaşıyorlardı.
Bir çoğu İfrite dönüşmüştü.
Hayvana dönüşen çoktu. İnsanların üçte biri yılana dönüşmüştü.
Bu dünya için yapılacak bir şey yoktu artık.
Doğal afetlerle şeytanlaşanlar öldürülcekti.
Bu yaza kadar büyük yıkımlar devam edecekti.




2 dk.
ÖLÜMSÜZLÜK KİTABIMDAN.
Kozmik bir bilgiydi kitap ve okumakta zorlanıyordum. Hay olan hayat kararlıydı akmaya ve dünyayı yenilemeye. Dünya çöplüğe dönüşmüştü.
Yer meridyenleri çatlamış, dünya sallanıyordu. Her an içindekileri çıkaracak bir mide gibiydi. Depremlerle varlığındaki negatifleri çıkarıyordu dünya ana.
Tek bir beden olan dünya ana artık günah yüklerini taşıyamıyordu.
İçinde barındırdığı kişiler her türlü günahı işliyor ve korkmuyorlardı.
Dünya ana öyle çok zorlandı ki, dokuzuncu boyuta kadar kaçtı.
Şimdi seyrediyor ve acımıyor günahkarlara.
Her yer şeytan ve ifrit kaynıyor.
İnsanlar dönüşüm geçirdiler ve yaratığa dönüştüler.
Karanlığın kralları ve Lordları bayanlara musallat olup cinsel eğolarını yaşadılar. Sizi kraliçe yapacağız dediler.
İnanan kişilerde azılı şeytanlardı.
Beşinci boyutun azgınlığıydı.
Bilemediler sonradan kraliçe olunamayacağını.
Yer sallanıyor beşik gibi,akıllar durgun,fikirler şaşkın.
Tutunacak bir dal yok kendi ruhundan başka.
Nefsi bırakamayanlar ruha tutunamıyordu.
Dünyanın üçte ikisi yılana dönüşüp Reptilyan depolarında eğitime alınmıştı.
Kraliçe yorgundu ve savaşmak bitirmişti.
Bir üst boyuta geçmek onu karanlık lordlardan kurtarmıştı.
Dünyada savaşacak olan bu lordlar yeni krallıklar kuracak ve insanı köle yapacaktı.
Hepsini gören ve yaşayan kraliçeye inanan çok azdı.
Sonunda kraliçe tüm varlığından geçti ve Ruh hayatına geri döndü.
Dünyadaki varlığını negatif varlıklara teslim etti.
Dünya artık geri dönülmez bir cehennemdi.











MOR AĞAÇ.

Görüntünün olası içeriği: yazı

1 Nisan 2019 Pazartesi

ÖLÜMSÜZLÜK.

Beniefi doğurunca çok hastalandım ve bir yıl kendime gelemedim. Bir gün Minerva leif bana olumlu düşünmemi söyledi.
Olayların hep güzel yanını gör dedi. Daha sonraları iyileştim.
Bir yıl kadar güzel şeyler yaşadık ve oğlum hastalandı. Hiçbir çare bulamadık ve bekliyorduk. Kocam Minerva yeniden çarelerle geldi ve oğlum iyileşti.
Biz bugünki,ırakta yaşıyorduk ,o dönemlerde. Tanrıça Apep olarak yaşyordum. Ben yine hastalandım ve iyileşemiyordum.
Eşim Minerva müjdeyle geldi bana.
Sana bir Elmas kolye vereceğim,bu sana ölümsüzlük ve hastalıksız bir hayat getirecek dedi.
Sonra boynuma taktı. Bana garip gelmişti bu kolye olayı.
Minerva bu kolyeyi nereden buldun dedim.
Ormanda bir adam verdi dedi. Bu dahada garipti ve hayretle bekliyorduk.
Elmas kolye açılmaya başladı ve bilgi akıyordu zihnime.
Bende yazmaya başlamıştım bilgileri.
Kitap yazıyordum geleceğe, olurda tekrar doğarsam bu bilgilerle ölümsüz olup ,hastalıksız yaşayabilecektim.
Kitabın adı Ölümsüzlüktü.
Gizliydi,gizlinin gizlisiydi. Sırdı,sırrında sırrıydı.
Kitabı yazmaya başladım ve ruhumun derinliklerinde saklıyordum.
Kozmk bir kitaptı,yazıları yoktu.
Sadece bilgiydi gizlediğim ve çok önemli sırlardı.
Mu yaşamı böylece gizli kalmıştı. Şimdi tekrar okuyarak açığa çıkarıyorum. Yaşamak istediğim yerdi burası.



Minerva yanıma gelip bana elmas bir kolye verdi ve bu öyle bir armağanki; Bir eşi daha yok. Sen bana bir oğlan çocuğu verdin,bende sana bu kolyeyi veriyorum dedi ve boynuma taktı.
Elmas kolye Allahın hay olan hayatıydı.
Aradan saatler geçti oğlum benief su kenarında oynuyordu. aniden bir ruhaniyet başına dikildi.Ben ayağa kalkıp çocuğa koşarken o ruhaniyet uzaklaştı.
sonra yanına gittim ve baktım.Ruhaniyet benimle konuştu.Hay olan hayatı veren benim dedi.
Ben senin ruhaniyetinim dedi.
Niye burdasın dedim? sizi korumakla yükümlüyüm dedi.
Rahatlamıştım biraz gidip yerime oturdum.
Doğanın içindeydim ve yeşile bakıyordum. Bozulmamış bir doğanın içindeydim.
Aniden bir fırtına çıktı ve oğlumu kapıp eve döndüm.
Ruhaniyet bu defa evin içindeydi. Bana çok delici bakışlarla bakıyordu.
O an kocam minlerva eve girdi ve adama baktı. Niye evimdesin dedi.
Adam ben bir ruhum dedi. Hay olan hayatın ruhu ve onları koruyanım.
Minerva hayretle baktı ve kolyeyi veren sensin dedi.
Ruh evet dedi Tanrıça benim kızım. Ben onun babasıyım.
Minerva şaşırmıştı ! !! Sizi ilk defa görüyorum dedi.
Ruh delici bakışıyla bende sizi ilk defa görüyorum dedi.
Sessizlik hüküm sürüyordu ve Benief aniden bağırdi.
Baba bu Ruh beni takip ediyordu dedi.
Ruh sen benim torunmsun dedi.
Minerva gizemi çözemiyordu ve dediki; Tanrıçayı su kenarında oynarken bulduk,yıllar önceydi.
Geçen yıllar içinde bizimle büyüdü ve evlendik.
Ruh bende kızımı arıyordum dedi. Bir gün sizi izledim ve kızımı gördüm. O yüzden kolyeyi size verdim.
Ağlamıştım o gün. Garipsemiştim. Kimdi bu yabancı.
Ruh ağlıyordu ve aniden konuşmaya başladı.
Dediki; biz kraliçemle kızımızı kaybedeli 30 yıl oldu ve onun izini sürüyoruz.
Adı Apepti.
Apep irkildi ve gerçekten babam senmisin dedi.
Ruh evet kızım benim ve seni çok aradım dedi.
Aşkla apep'e sarıldı.
Hay olan hayat seni hep koruyacak ve hastalanmayacaksın dedi.
Ölüm senden hep uzak kalacak.
Bir gün hastalanırsan eğer Beni hatırla ve sus dedi.
Hayretle gözlerine baktım ve anlamaya çalıştım.
Anlamadığımı görünce hay dedi. İçinde akan bir ırmak.
Hayat ağacı, hayatın kendisi ama yaşayan sen değilsin.
Yaşayan Hay olanın kendisi.
Yine anlamadım ve hayretle gözlerine baktım.
Babam hay olanda yaşayan hep ben olacağım kızım dedi.
Ben senin sırrının sırrındayım dedi.
Ve o sır akmaya başladı.
Sakın yaşadıklarından korkma dedi.
Apep uçuşan kelebekler gibi izledi etrafı ve ben dedi Apep evrenlerin kurucu prensesi, varlığı yaratırken hep hay derim ve yaratım gerçekleşir.
Sevgili babam siz olmadanda ben yaratandım zaten dedi.
Meridyenler arası haberleşmeyi sağlayanım.
Bunun için hay demem yeterli.
Kızım dedi ruh ben kral huğayım. HU benim adım.
Ama dedi Apep ben bir Tanrıçayım.
Evet dedi babası,sen Tanrıça Apepsin, ben de baban HU!!!
Mutlu olduğunu gördüm ve gidiyorum ama yine geleceğim.
Ben çok uzak diyarlardan geldim.
Apep hayretle baktı delici gözlere ve benim babam HU !! öylemi dedi.
HU seni hiç görmedim ben ,dedi Apep!....Niye burdasın?
Kral huga ise seni almaya geldim dedi.
Apep nereye? dedi.
Hanedanlar hanedanı olan benim,sarayıma gidelim hep birlikte dedi.
Bu defa kocam Minerva hayretle baktı ve siz bilirsiniz efendim dedi.
Apep çok sevdiği toprakları bırakıp gidecekti.
Dünyada ırakın kuzeyinde bir yerleşimdi.
Toparlandılar ve yola çıktılar,uzay aracı hazırdı ve araca bindiler.
Bilinmeyene başlayan yolculuk uzundu. Yolda zorlandılar ama sonunda Ay'a vardılar.
Ay' da biraz dinlenip, tekrar yola çıktılar. Ay bir uzay istasyonuydu.
Yol yine uzundu ve gerildiler.
Kral Huga hiç konuşmuyordu.
Ben dedi Apep çok sıkıldım. Konuşsana babacığım dedi.
Babanın gözlerinden yaşlar akıyordu. anneni düşünüyorum kızım dedi ve sustu.
Annen dedi ,seni almaya gelirken yolda öldü. Mezarıda Ay'da dedin
Ay'da dinlenirken ben onunla hasret giderdim. suskunluğum ondan dedi.
Apep hıçkırıklara boğuldu ve gözyaşları sel gibi aktı.
Ben dünyaya nasıl indim ?dedi.
Kral Huga ,seni kaçıran bir cadıydı dedi.
Adı irene olan bir cadı.
Hanedanlığımı hüzne boğan bir cadı...
Periler perisi bir periliçe.
Annenin kızkardeşiydi.
O şimdi hapiste,bende seni buldum.
Uzay aracı aniden durdu ve sarsıldık. Mars'a geldik dedi.
Nereye gidiyoruz baba ?dedi . Apep hayretle karışık bir ifadeyle.
Kral Huga delici bakışlarıyla bakarak !!! yaşamların ötesine dedi.
Adı Gülse... kayıp bir krallık. Yaşamsızlık.

ÖLÜMSÜZLÜK KİTABIMDAN
Marsta dinleniyorduk,sohbete başladık ve hep annemi konuştuk. Onu çok özlemiştim.
Annem ölümsüzdü. Yeniden dirilemezmi dedim Babama.
Onu ancak sen diriltebilirsin kızım dedi.
Geri dönelim Aydaki mezarına dedim.
Babam dönelim dedi ve tekrar Ay'a döndük.
Mezarın başına geldiğimizde Sani Annem hay olan Allah'ın izniyle kalk dedim. Mezarından kalktı ve beni gördü.
Bu çok acı veren kavuşmaydı. Hıçkırıklar ve gözyaşları birbirine karıştı. Babam ise çok derinlere daldı.
Bakışları yine delici ve korkutucuydu.
Epeyce düşündükten sonra benden korkun düşmanlarım diye fısıldadı.
Yine durgunlaştı ve uzaklara daldı.
Annem ise bana hasretle sarıldı ve uzun uzun konuştuk. Ay'daki uzay üstünde. Görevli meleklerde bize katıldılar ve epeyce dinlendik.
O dönemde Ay'da bir tek yemek yiyebileceğimiz lokanta vardı.Uzay yolcuları için.
Adı Sabiydi.
Yola çıkma zamanı gelmişti. Babamda olayların şokunu atlatmıştı.
Annemin yanına oturdum uzay aracında ve konuşmaya devam ettik.
Anne dedim seni kim öldürdü?
Peri ikizim mor ağaç dedi.
Henüz anlamadım mor ağacı ama hep önüme geliyor.
Mor ağaç periliçenin ruhaniyetiydi. Kötüydü , kötülerinde kötüsüydü.
Anlamayınca tekrar sordum.
Annemi kendi ruhaniyetimi öldürdü baba dedim.
Evet kızım dedi.
Dünyaya inip Tanrıça oldu.
Bunun içinde anneni öldürmesi gerekiyordu.
Bunları öz yaşamda hep yaşıyorum ama tam anlamış değilim.
Biri niye ölüyor? Bu boyutta kalabilmek içinmi?
Yoksa bir türlü dinlenmemi?
Kime görev veriliyorsa o iniyor dünyaya.
Babam birşey hatırlamış gibi aniden uzay aracını durdurdu Yine marstayız., İninde yiyecek bir şeyler alalım dedi.
Marsta yaşayan birileri varmı baba dedim.
Azteklerin torunları yerleşti dedi.
Biz yiyecek olarak mars keçisi kavurması bulabildik. Birazda ekmek ve yoğurt.
Yemekten sonra yola koyulduk yine. Yolculuk çok yorucuydu.
Yolda girdaplarla boğuşurken jüpitere varabildik .
Yol boyunca konuşan olmadı.
Jüpiterde yaşayan bir peri vardı ve ona konuk olduk.
Bir gün dinlendik, yiyeceklerimizi aldık ve tekrar yola koyulduk.
Jüpiterdeki periler perisi sadece tavuk yetiştirebiliyordu o dönemde. Sebze yetişmiyordu. Meyve ise sadece armuttu.
Değişik ot türleri vardı yiyebildiği.
Peri jüpitere sürgün gitmişti.


 Mor ağaçtan bahsedeceğim sizlere. Her tanrı ve tanrıçanın üç varlığı vardır. Öz varlık birinci olandır ve dünyaya pek inmez.
İkincisi ise Ruh varlıktır.
Üçüncüsü de cisim bedendir. Kitapta geçen mor ağaç bir Periliçe .
Periliçe benim annem yazdığım kitapta.
Ruhaniyeti öz varlığını öldürüyor ve dünyaya iniyor.
Dünyada yaşadığı için öz varlık yavaşlıyor .Rüya yaşamı gibi.
Çok kullanılmıyor. Ama burada öz varlık kuralları bozup, dünya'ya inmeye kalkıyor ve Ay'da ölüyor.
Dünyaya inmesine izin yok zaten.
Hatası ise ruhunu kendi evladı gibi görmesi ve dünya'ya inip aramaya çalışması.
Dünyadaki Tanrıça olan ben ,Aslında annemin ruhuyum.
Annem olan mor ağaç ruhunun peşine düşüyor ve yolda ölüyor.
Geri dönüşte ise Ruhu olan Tanrıça(BEN) ona yeniden hayat veriyorum.
Geri dönüş başlıyor. Bu boyutlarda genelde 15 beden vardır ve hepsi bir boyutta yeni varlıklar olarak doğar. .Ruh onun çocuğudur. nefs olarak doğan torunudur.
Mor ağaç annemin öz varlığının yani yaşam ağacının ölmesidir.
Dünyada görevli olduğu için öz varlığındaki yaşamını kapatmasıdır.









31 Mart 2019 Pazar

MU HAKKINDA.

İkinci dönem MU yaşamı. Arkiüzler dönemini yaşıyorduk. Bundan 35 bin yıl önce. Tanrı ve Tanrıçalar dönemiydi.
Tanrılar tanrısının adı İsa idi o dönemde. sizlerin bildiği isa değil bu. Zeus gibi ama o dönemdeki adı.
Apep ve ben ,şimdiki Halime. Benim adım da Tanrıça zinçal o dönemde.
Apep bir gün çok hastalanır ve günlerce çare bulunmaz. .İşte tam o günlerde ben hastalıksız ve ölümsüz yaşamayı bulurum.
Apep kurtulur ve bana derki, bunu kitap olarak yaz ve ben saklayayım.
Kitabın adı ölümsüzlük ve o günden beri eski sarayımda saklandı. Onu bana Minerva adlı gizemli arkadaşım getirdi.
O kitabı okuyorum ve yine ölümsüz ve hastalıksız hayata başlıyoruz.
Sır çok gizli ve beş kişiyi bu hayata alabiliyorum. onların adına ben söylüyorum.


28 Mart 2019 Perşembe

TANRIÇA APEP.

Yeni bir görüş geldi,içim Ahadiyet,zifiri karanlık,dışım vahidiyet gündüzdü. İçim gece dışım gündüzdü.Tanrıça Apep gece ve gündüzün sınırındasın dedi. Bu ne anlama geliyor dedim Apep'e
alemler bir bir değişiyor dedi.
Peki Apep bu alemler benim alemlerimmi?
Senin alemlerin dedi.
Ne kadar zaman alır üç gün dedi Apep.


26 Mart 2019 Salı

EL HADİ'Yİ YAŞAMAK...


Tüm dünyadaki insanların beş duyuları kapandı. akıl,irade ,zeka ve ruh devredışı oldu. Yaşanan sonsuzluk boyutudur. bilgilenin hepiniz. ..Her gün Hadi isminden bilinçlerinize bilgiler geliyor,algılamaya çalışın. Kişilerin niyetine göre bazen yıkım ,bazende yükseliş yaşanacak. Kim neyi hak ediyorsa onu bulacak. Ben burayı yaşarken on yıl önce intiharı düşündüğüm oldu. dostlarımla geçirdiğim çok zor yıllardı yaşadıklarım.
sizler eleştirmeden her şeyi tam bir teslimiyetle kabul edin. Tek kurtuluşunuz Teslimiyette. Ne yaşarsanız yaşayın hep teslimiyette kalın. Ben hepinizden çok çile çektim,eziyet gördüm ve taciz edildim. Şimdi hepsi geçti.
sizlere de kolay gelsin. Dünyaya yaklaşan Venüs ve Nibirunun etkileri bunlar.


YEKTA İSMİ.

YEKTA (eşi benzeri olmayan.)
Bir sultana hayranım.
Çok özeldir senin yerin.
Altın simli kaftanın,
Eşsiz güzellikteki taçların,
Altından hançerinle ,
Çok özeldir senin yerin.
Uzun boylu sarışınsın.
Sempatik ve çok naziksin.
Seyrine doyum olmaz ,
Çok özeldir senin yerin.
Sıcakkanlı hem tatlısın.
Hem çok müşfik.hem cömertsin.
Kainatta bir tanesin.
Çok özeldir senin yerin.
Sevgiliye çok yakınsın.
Aramızda habercisin.
Sadık dostum sensin.
Çok özeldir senin yerin.
Yekta'dır senin adın.
Gücüne ulaşamam.
Nuruna alışamam.
Çok özeldir senin yerin.

Allahın yekta ismi..Ehad zatın Ruhu..Bana erkek şeklinde göründü ve muhabbet ettik. 21 ..10..1992.

24 Mart 2019 Pazar

ÖZ RUH.

Amaiyet kişinin öz ruhudur.
Hayali Ama (ama öz ruh) diğer adı.
Burada üç kişi oluyoruz.
Biri mehdi,diğeri isa ve ben.
Hayali ama her isteğimizi gerçekleştiriyor.
Hayal dediğiniz yaşamlar bende gerçekler oluyor.
Öz ruhumda bu cevherler var.
Hepimiz tek bir ruhu paylaşıyoruz. ve benim ikizim oluyorlar.
Mehdi ve isa benim ikizim oluyorlar.
Minerva olarak yazan ve sonra ikizini getiren kişi.
Biri mehdi, diğeri İsaymış. Benim ana tanrıçalığımı açıklayan İsaymış. kutsama şarkısını getiren isaymış.
Geç öğrendim ama isa için özlemim büyük.
Mehdi hala saklanıyor ve isanın getirmesiyle gelip mesaj yazdı.
Mehdinin saklanması beni delirtiyor,savaşta yaralanan ve parmakları kopan mehdi, ölümden döndü. Ona ben şifa verdim.
Çıkın artık ve yanımda olun ben çok yoruldum ikizlerim.


23 Mart 2019 Cumartesi

ATOMUN İÇİNDEN YENİDEN DOĞUŞ..


Son günlerde yaşadıklarımız bu arkadaşlar. tüm eski yaşamlar enerjiye dönüşüor ve günah çoksa eski yaşamdan çıkmaya gücü yetmiyor.Ve nefsi ile kalıyor.
Ruh güçlüyse günah az veya yoksa ,nefs ölüyor ve ruh doğuyor.
Dindeki 33 yaş dirilmesi bu. Bazı şeyler yaşanıyor ve anlatılamıyor.
Diğer güzellik ise göklerdeki cennetlerin yere inmesi ve ruh olarak doğanların cennete alınması.
Küllerinden yeniden doğmak gibi bişey bu.

Tasavvufta nokta yaşamı.ben atomik yaşam diyorum. Ama denmiş dinde,Amaiyet denmiş. Mutlak zat, (O) Allah demek. onun her şeyden münezzeh evi.
İblis ve elf lerde saray şeklinde ışıl ışıl. Allah vasfında saray yine.
Nefste ise hayvan türleri yer alıyor zatında. Tanrısal boyutunda.
Hu olanda ise en güzel çiçekler boy gösteriyor. mis gibi kokuyor.
HU olanın zatı bitki olup sadece çiçeklerdir.
Şimdi bu atomik yaşamlarımız yıkılıyor ve küllerimizden yeniden doğuyoruz. doğamayanlarda olacaktır mutlaka.
Amma atomik yaşamda toplu kadere verilen isim. dünyadaki tüm yaşayanlar bir atomun içindeler.
Umma en güzel seçilmiş atom. saray ve cennet demek.
Bu iki kelimeyi şiirlerimde çok kullandım.

AŞK' I NURSAN


Siz ikiniz benim vekilimsiniz yeryüzünde.
Kral ve kraliçe olarak ruhumsunuz.
Varlığımın aşkını deneyimleyeceksiniz.
Bende sizinle olacağım.
Biz üçümüz bu aşkı yaşayacağız.
Aşk yeni yaşamımız olacak.
Varlık Aşkı tanıyacak.
Aşkı bilen ,beni bilecek.Varlığn yöneticisi.
Zattaki ruhum. Ruhlarında ruhuyum.
Zattaki HU..
Siz kraliçem benim sırrımsınız.
Kral ise sizin yansımanız.
Siz ikiniz benim ruhumda öz varlığımsınız.
Sizlere bahşettiğim Ruhta yaşayan benim.
Sizi gören beni görmüş olur.
sizi tanıyan beni tanımış olur.
sizi öğrenen beni öğrenmiş olur..
Ben HU ...şiiri yazdıranım.
sizi size anlatanım.
sizi kendimde var edenim.
Ben HU . yeni hayatı sizlerle başlatanım.


22 Mart 2019 Cuma

AŞK'I NURSAN (TÜM VARLIĞIN AŞKI)


Kral kraliçesine kavuştu.
Vuslattı Alemlerde Aşk.
Nurdu.Nurüstü Nur.
Alemler coşkulu,Alemler mutlu.
Varlık neşeli,Varlık coşkulu.
Kral Hayatı başlattı.
Kraliçe mutmain,Kraliçe huzurlu.
Altınçağın akışındayız. gönüller coşkulu.
Zaman ansız, zaman sonsuz.
Bir zaman'ı sonsuzluk başlamış.
Mekan mekansızlık.Mekan Ruh.
Aşk akıyor,sessiz sessiz mutlu.
Melekler aşka kavuştu.aşkla akışta.
HU aşkla akıyor kral ve kraliçeden.
HU vuslatta.memnun ve mutmain.
Kral ,kraliçe ve HU bir olmuş.Mutmain.
Akıyorlar birlikten yaşama endamlı.
Endamına vurgun akışın HU
Kral aşk sarhoşu kaybolmuş.
Kraliçe hepsinde ,aşkı bulmuş.
Eyy suzi kanda olan,gel bana. (yaratım enerjisi)
Ben ile bende ol ,Şanı şanda.(kralın şanı)
HU bizimle şanlar şanında.
Akıyor dünyaya HU ile Bahar.
Baharında baharında.SUZİ AHMAR. (HU RUHU)
Kraliçe bir kelebek,kral ise bir çiçek.
Hayat olmuş tümü çiçek.
Ruhlardır çiçekler .nefslerdir gidenler.
Çiçeği Ahmer,bir çiçeği akış. (Toplu akan ruhlar)
Dünya cennet olmuş geliyor ruhlar.
Evet arkadaşlar nefsler gidiyor ruhlar iniyor..yepyeni cennet sizi bekliyor..Yakalayın yeni HU ruhunuzu


AŞK'I NURSAN (TÜM VARLIĞIN AŞKI)


Kral kraliçesine kavuştu.
Vuslattı Alemlerde Aşk.
Nurdu.Nurüstü Nur.
Alemler coşkulu,Alemler mutlu.
Varlık neşeli,Varlık coşkulu.
Kral Hayatı başlattı.
Kraliçe mutmain,Kraliçe huzurlu.
Altınçağın akışındayız. gönüller coşkulu.
Zaman ansız, zaman sonsuz.
Bir zaman'ı sonsuzluk başlamış.
Mekan mekansızlık.Mekan Ruh.
Aşk akıyor,sessiz sessiz mutlu.
Melekler aşka kavuştu.aşkla akışta.
HU aşkla akıyor kral ve kraliçeden.
HU vuslatta.memnun ve mutmain.
Kral ,kraliçe ve HU bir olmuş.Mutmain.
Akıyorlar birlikten yaşama endamlı.
Endamına vurgun akışın HU
Kral aşk sarhoşu kaybolmuş.
Kraliçe hepsinde ,aşkı bulmuş.
Eyy suzi kanda olan,gel bana. (yaratım enerjisi)
Ben ile bende ol ,Şanı şanda.(kralın şanı)
HU bizimle şanlar şanında.
Akıyor dünyaya HU ile Bahar.
Baharında baharında.SUZİ AHMAR. (HU RUHU)
Kraliçe bir kelebek,kral ise bir çiçek.
Hayat olmuş tümü çiçek.
Ruhlardır çiçekler .nefslerdir gidenler.
Çiçeği Ahmer,bir çiçeği akış. (Toplu akan ruhlar)
Dünya cennet olmuş geliyor ruhlar.
Evet arkadaşlar nefsler gidiyor ruhlar iniyor..yepyeni cennet sizi bekliyor..Yakalayın yeni HU ruhunuzu


14 Mart 2019 Perşembe

BOĞA TAKIM YILDIZI.

Meryem olan Halime'nin ismiyle ve emriyle girdiğimiz savaş galibiyetle sonuçlandı. Benief yara aldı. Ben de biraz yoruldum. Periliçe gücünü Halime'ye devretmek için önce onu öldürdü, sonra diriltti. Yani doğurdu ve büyüttü. Şimdi periliçenin ruhunun her damlası suya, bedeninin her atomu toprağa karıştı. Halime ana Tanrıça oldu. Varoluşun başından beri kimse bu kadar güç sahibi olamamıştı.